Pazartesi, Ağustos 27, 2007

gidiyoruz...

bugün son, biraz sonraa :)) bu kapıdan son kez çıkıp yineee kendimiii vuracağıımm yollaraa....
evet kuzum, bugün son günümüz burada. annenin araba kullanma yasağı bugün başlıyor ve araba olmadan gidiş geşil çok zor olacağı için bugün iznini başlatıyor. her ne kadar buradan hep şikayet de etsek, memnun olmasak da, yıllardır çalıştığım, alıştığım yer. yerden öte etrafımdakiler var, senelerdir birarada olduğum, acı tatlı bir sürü şeyi paylaştığım. çok zor gerçekten de. sabah arabada ağladım biraz. bütün yol boyunca düşündüm. hayatımda yeni bir sayfa açılıyor, hayatımızda. sanki buraya döndüğümde (tabi dönebilirsek) hiçbirşey eskisi gibi olmayacak, bu beni çok tedirgin ediyor. herşey bozulacak gibi. umarım hamilelik psikolojisidir. araya mesafe girince anlaşılır dostlukların sağlamlığı. öyle olduğuna eminim bizim dostluklarımızın, hiç şüphem yok. bakalım hayat neler yaşatacak bizlere.
bu akşam da göksular geliyor bebeğim, kuzenin. evimiz epey kalabalık olacak, sakın beni sıkma olur mu. sana neler neler alıcak annen bu haftadan sonra, bayılacaksın. bu haftayı hayırlısıyla atlatalım da.
bugün son...

Perşembe, Ağustos 23, 2007

içimden geldi

eski parçaları dinliyorum, alanis morisette, cranberries... içim bir tuhaf oldu. sen de hissettin bunu bence, hareketlerinden belli. ne tuhaftır ki benim içimdekini benden başka hisseden biri var. ode to my family. okul zamanlarım geldi aklıma; ali, seyit ve levent'le bahçede yatıp müzik dinlediğimiz günler gözümün önünde. mevsim bahar ve herkes kendini dışarı atmış. bahçe çok güzel. üzerimde salaş yeşil badylerimden var, palaspandırasım. sırtüstü yatmışız ve gökyüzünü izliyoruz. ne güzel günlerdi, çok mutluyduk birlikte, çok eğlenirdik. bu kaset bana hep çok güzel şeyler hatırlatır. geçmişe dönmek istiyorum dinlerken. okula giderken kulağımdaa walkman, ne huzurla giderdim. arkadaşlarımdan ayrıldığımda, yani okul bitip ünye'ye döndüğümde içim çok acımıştı. kalbimde onun acısını uzun süre hissettim. kaç yıllık yaşantım bitmişti, düzenim, alışkanlıklarım. kendime ait olan yaşantım. hele ortaklarımı göremeyecek olmak çok üzüyordu. ama insan herşeye alışıyor be güzelim. alışmazsa yaşayamaz zaten. alanis morisette çalıyor şimdi de. ahhh ne desem bilmem ki. ünye'de sabah erkenden kalkıp çamlığa doğru yürüyüşe çıkardım. kulağımda ne var, tabi ki vefakar walkmanım. temiz mis gibi bir hava, parıl parıl bir güneş, deniz alabildiğine benim, uçsuz, massmavi ve dümdüz. üzerindeki güneş ışınları bile gözümün önünde. feneraltına inip kocaman bir kayanın üzerine otururdum. manzaraya karşı bir sigara yakardım. düşünürken içim çok acayip oluyor. seneler ne kadar çabuk geçiyor. yaşadıklarımı o kadar yoğun yaşamışım ki hatırladığım zaman o ana dönüp aynı hisleri tekrar yaşıyorum. hiç eksiksiz. özellikle müziklerle bu dönüşü çok yaşarım. her anın bir müziği var hemen hemen benim için. bu genellikle çok güzel birşey ama bazen kötü şeyleri hatırlatan müzikler de oluyor, hayat hep iyi şeylerle dolu değil. şimdi de when harry met sally (dikkat annenin en sevdiği film) filminin müziği çalıyor. dersanedeyken izlemiştim, yani fi tarihinde :)) çook sevmiştim ve hep tekrar yayınlasalar diye beklemiştim. oradaki gibi dostluktan doğan bir aşk istemiştim hep ve oldu. seneler sonra cnbc-e'den istemiştim yayınlamalarını ve yayınladılar. bir süre sonra da aşkımla bir baktık cd'si çıkmış. hemen almıştı bana boncuğum. çok izleyesim geldi şimdi. akşam izleyebilirim. peyzi de çok sever. dersane zamanında o da izlemişti, birlikte kritiğini yapmıştık. söylediğine göre emre çok kıskanmıştı o zamanlar, benimle konuşmak için bahaneler yaratırken, bir filmle kaçırmıştı muhabbeti. barbra streisand balkona çıkıyordu jeff bridges aşağıda ona aşkını itiraf ederken I've finally found someone şarkısı eşliğinde. It had to be you; billy crystal, namı diğer harry bu şarkı çalarken meg ryan yani sally'i tanımaya çalışıyordu. birbirlerine aşklarını anlatıyorlardı iki dost. nereden bilebilirlerdi ki birgün birbirleri için yaratılmış olduklarını anlayacaklarını.
artık böyle güzel filmler yapmıyorlar. düşündüğümde yüzümde tebessüm beliren filmler. tekrar tekrar izleyip, her seferinde başka bir ayrıntısını yakaladığım, neresinde hangi müzüğin çalacağını bildiğim, hiç sıkılmadığım filmler. nottin hill mesela, ya da runaway bride. richard gere nasıl da tutulur taşralı kıza. son zamanda buna benzer tek film vardı, o da lake house. sinemadan çıkarken iyi ki gelmişim gülücüğünü attırmayı başaran ve birkaç gün etkisinden çıkamadığım filmler. eskiden çok filme giderdim, haddinden fazla. en büyük zevkim de sinemaya tek başıma gitmekti. yanımda kim varsa eker öyle giderdim. ya da kimseye haber vermeden ortadan kaybolurdum. sırt çantamı takar, kulağımda müzik, migrosun yolunu tutardım. yürüyüş kısmı bile çok haz verirdi bana. sonra bir sürü fırça yerdim tabi milletten. bu arada aşkımla gitmeyi de severdim, yanlış anlaşılmasın. çok güzel film maceralarımız vardır.
bir an kafamı kaldırdım ve nasıl da dalmışım. eskilere gitmişim. bu duyguları kaybetmemeli insan, gün geçtikçe çok büyümemeli, genç kız kalbinden bir parça durmalı içinde. gerçek hayattan uzaklaşabilmeli gerektiğinde. ya da gerekmediğinde. sanırım bende hala koca bir dilim duruyor :))

günaydın canımın içi

günaydın bebeğim. bu sabah ne kadar da hareketlisin, çook tatlısın. doğunca seni mıncık mıncık yiycem. dün akşam eda ablan geldi. teyzen bir sürü yemek yapmıştı. güzel bir ziyafet çektik. sohbet ettik. kaç günün uykusuzluğundan olacak hiç halim yoktu. enerjim sıfırdı. koltukta uyuyakaldım birkaç kez. gece de tam bir kabustu. rabbim bu ne sıcak, artık dayanamıyorum. sabaha karşı biraz ferahlasa bari, yok mümkün değil. her tarafımdan terler boşandı, bunaldım, daraldım, fenalık geçiriyordum. sanırım ayrıca sıcak basıyor bana. zaten yatakta dönmek bir dert, tuvalete kalkmak ayrı bir dert. tez zamanda kurtuluruz inşallah. ayaklarım şişti yine. sanki benim bileğim değil, öyle şişiyor. ne yapalım katlanıyoruz artık. annelerin değeri anne olmadan anlaşılamıyor galiba. yani erkekler hiç anlayamaz :))

Çarşamba, Ağustos 22, 2007

dilaa iyi ki doğduuunnn



bugün dila'nın doğum günüüü. biz de doğumgününde olmayı çoook isterdik. mıncık mıncık yerdik onu. o çok mutlu bir bebek, umarım her zaman çok mutlu olur. güzel yüzü hep güler. kızıma da iyi bir abla olur :)) iyi ki doğdun teyzecim, seni yeriiimmm

yorgunum dostlarımmm...

(ibrahim tatlıses mi oldum ne)dün akşam eve gittiğimde çoook yorulmuş olduğumu farkettim. artık gerçekten de çok ağırlaştım galiba. fiziksel olarak o kadar da belli olmuyor ama hareketlerim yavaşladı ve ben enrji bulamıyorum kendimde. bu da geçeerr. tadeşim yemekler yapmıştı bir sürü. afiyetle yedik onları. iyice ev karısı oldu be. emre ve fevzi tam not verdiler, sen olmuşsun dediler, artık evlenebilirsin. 9 gibi parka indik okey oynamaya. artık uykudan bayılıyordum eve geldiğimizde. bitmek bilmedi. ama çok eğlendik. gülmekten ölüyordum. suların kesileceğini duyurdukları için de gelince banyo yaptım aceleyle. tabi saat 12 oldu. arabam balkabağına dönüşmedi ama ben pers düştüm. sabah da 20 dakika rötarlı kalktık. uyanamıyoruz ki babacıkla. bu arada dün akşam telefonumu işyerinde unutmuşum. sabah yasemin ve engin'i almam gerekiyordu ve eyvah dedim. yasemin beni 40 kere aramıştır. engin bekliyordur. verilmiş sadakam varmış! gece yasemin mesaj atmış gelmeyeceğim diye. engin zaten sorun değil. sabah peyzi dayını da getirdim. bugün staj için görüşmesi var. bu akşam eda geliyor. teyzene allah kuvvet versin, evi temizleyecek bugün. allah'tan o var, yoksa bitmiştim ben. işte böyle şekerim. birkaç gün daha sabredip buradan kurtuluyoruuuzzz...

Salı, Ağustos 21, 2007

yalnızım dostlarııımmm

odamda tek başıma kaldıımm. adi karılar tatil yapıyorlar. evet kad, sü ve eminem. zaten turna da gelmedi. neyse idare ediyoruz işte. çok uykum var. iki gündür babacıkla kalkamıyoruz. gözümden uyku akarak geliyorum, yataktan kalkacak mecali bulamıyorum. zaten gece birçok kez kalkıyorum tuvalete, uykum bölünüyor. sıcak bir yandan. uyanıp geceliği çıkarıp bir tarafa atıyorum. ensem terden sırılsıklam oluyor. şu an karnımı yamulttun eşek kafalı, yerim seni. fevzi seni dayısı diye seviyor, tarafını belirledi :)) ama hareketlerini görünce çok fena oldu dayın, içi bir tuhaf oluyormuş. elleyemedi bile. zaten o elleyince duruyorsun, yabancıladın. çok fenasın lupim, hiç öyle yapılır mı dayıya.
bu sabah resimlerini atabilmek için harddisk aldım. çok masraflısın hanımefendi, 267 teklik gitti. ama lazımdı, bilgisayarımız olamayacak çünkü bir süre. almayalım dedik babacıkla, ona para ayıramadık. zaten sana daha bir sürü masraf yapıcaz. dedenleri çoook özledim lupim, bir an önce gelseler artık. onlarla senin için alışverişe çıksak. kalan ihtiyaçlarını alsak. zaten haftaya izne ayrılmayı düşünüyorum. araba kullanmam yasak olacağı için. artık evde günlerimi nasıl geçiririm bilmiyorum. kuduruk kızım hoşçakaaalll...

Pazartesi, Ağustos 20, 2007

nihayet geldi


veee beklenen peyzi geldii. dün akşam aşkımla almaya gittik. hiç değişmemiş diyemem, keli bayağı açılmış :)) çok özlemişiz. güzelce yemek yedik. pancar, fasülye pirinçlisi, mısır ekmeği, su böreği, gürcü usulü cacık, melevcan kavurması ve bol salatamız vardı. özlediği şeyleri yapmak istedik tadeşimle. iyi de oldu. resimden de görüleceği üzere gündüz dude hanım vaydı bizde. emyenin koynunda yarım saat yattı. bu adamı çocuklar seviyor canııımmm. dudeyle lupiyi beraber karnına yatıracakmış, 3-4 yaşına geldiklerinde de sokakta gezdirecekmiş. hayal gibi. çoook iyi bir baba olacak benim aşkım, çok iyi. lupimizi de böyle sevip koklayacağız. teyzemiz de yanımızda olacak, mami ve tri de. inşallah herşey yolunda gider, sağlıklı doğarsın lupim. bana da çok ızdırap çektirmezsin diye dua ediyorum, lütfeeennn.

Cumartesi, Ağustos 18, 2007

ÖZÜR DİLERİZ...


ya gerçekten de ben yarmagülümden hiç bahsetmediğimi hiç farketmedim. halbuki hep dilimde, herkese fotoğraflarını gösteriyorum, masaüstümde resmi duruyor-hatta pi bile dedi ki nişan resmimi koymamışsın dila'yı koymuşsun-
teyzesi yer onuuu. olsa da mıncıklasam. lupim bakalım dila'yı ne kadar görebileceksin, belki de gelirler(ne güzel oluuur). dila senin ablan olur. naylon teyzeni de çook seversin, di mi kızım.
naylon teyzen her ne kadar benden küçük olsa da bu bizi etkilemedi. teyzen, naylon, inek ve ben bir grup olduk. çok şeyler paylaştık, çoook. bunları da sana anlatamam uzun bir süre. ne manyaklarmış dersin annecim. manyaktık falan ama çok mutluyduk. hala da mutluyuz canıımm. ama ayran içtik herhalde, ayrı düştük. gerçi naylon hariç biz bu sene yine birleştik, ama eskisi gibi değil hiçbirşey. herkesin bir hayat koşuşturmacası var. naylon ve dila arada sırada geliyorlar, o zaman hasret gideriyoruz. bakalım seni ne zaman görecekler. beraber büyümenizi çok isterdim. umarım geç de olsa yakın arkadaş olursunuz. tabi bir de sude hanım var. annesine çekmezse onunla da arkadaş olabilirsin :))
işte yarmagül'ün adresi;

Perşembe, Ağustos 16, 2007

peyziii


nihayet tanışacaksın peyziyle lupim. pazar günü geliyor. biz onu çok özledik, sen de özledin mi boncuğum. bence dayın babacık'a göre amcan. bakalım sence ne olacak. aslında hem amca, hem dayı, hem çok şeyin olacak senin. çünkü bizim hayatımızda yeri çok büyük. birincisi aşkımızın en yakın şahitlerinden, babacık'ın ortaokul hazırlıktan beri kader arkadaşı, benim herşeyimi ama herşeyimi konuşabildiğim nadir bir insan.çok şeyler paylaştık, çok şeyler yaşadık. hem acı hem tatlı, az değil 96'dan beri arkadaşım. baban için tabi daha farklı. babacık küçücük bir çocukken yatılı okulda fevzi ile çok zor günler geçirmişler, birbirlerinin dert ortağı olmuşlar. beraber dayak da yemişler, yurttan da kaçmışlar, anılarını dinlersen birgün çok seversin eminim. hababam sınıfı halt etmiş yanlarında. dersane zamanlarında da benim hayatıma girdi. beraber muhteşem zamanlar geçirdik, çok delilikler yaptık. birgün sana bunları anlatacaksam, o gün çok büyümüş olman gerekiyor emin ol. yoksa annemler neler neler yapmış deyip sen de çılgınlıklar yaparsın diye korkarım :)) (ama birgün mutlaka dinlemelisin) peyzi kocaeli'nde okuduğu halde aramız hiç bozulmadı, araya hiç mesafe girmedi. hiç giremez de. umarım senin de hayatında böyle güzel, kalıcı dostluklar olur. bir kadınla bir erkeğin ne kadar yakın arkadaş olup, neler paylaşabileceğinin canlı örneğidir fevziyle benim aramdaki güzel şey. senelerdir almanya'da, artık geliyor çok şükür. bir daha da göndermeyelim onu kızım, sen de gönderme olur mu.
ay çok fena eskiye döndüm, tüylerim diken diken oldu. çook güzel günlerdi be. inşallah yine çok güzel günlerimiz olur beraber. çabuk gelsin kızımın dayısı :)))

Pazartesi, Ağustos 13, 2007

benim manyak kızım 2 kilo olmuuuşşş


lupim tosun mu olcan kız. ben seni nasıl çıkarıcam yahu, bu gidişle ayvayı yeriz gibi geliyor. bugün doktora gittik anlayacağın. çünkü dün akşam çok fazla baskı yaptın aşağıya doğru, biz de korktuk babacıkla. doktor muayene etti ve bir problem yok dedi. sen doğum pozisyonu aldığın için leğen kemiklerime baskı yapıyormuşsun. edepsiz seni. bu arada sen 2 kilo olmuşsun da annen kilo almamış mı, almııışşş. 76 olmuşum lupim, yani 10 kilo almış oldum. neyse dert edecek değilim, çok fazla sayılmaz. 12 kilo kadar alabileceğimi söylemişti doktor, biraz tolerans tanırım kendime.
doktor beni çok rahatlattı. merak etme çok rahat doğurursun dedi, hiç korkma. çok rahatlatıcı bir adam. insana güven veriyor, bu da iyi birşey.
oradan gelince rana teyzenle barbiye hediye almaya gittik. barbi soldan 2. işten ayrılıyor, bu yüzden ona pasta ve gömlek aldık. anneciğin gördüğün gibi tombik oldu şekerim. teyzen 2 gün sonra gelecek inşallah. annanenler de 10 gün içinde gelirler herhalde. çok özledim, artık gelsinleeer. sen de geeelll...

Pazar, Ağustos 12, 2007

bomba gibiyim

geçen hafta sıkıntılı günler geçirmiştim, hormonlarım biraz fazla çalışıyordu lupim. pazartesi günü işyerinde çok bunaldım, ağladım ve evimize geldim.3 gün işe gitmedim. elimde değildi gerçekten de. sonra kendimi toparladım. şu an nasılım dersin. bomba gibi! öyle bir dönem ki herşeyi sınırlarda yaşıyor insan. mutluluğu, mutsuzluğu, sıkıntıyı, sevinci, herşeyi. bugün niye böyleyim mesela bilmiyorum. aslında sıcak bir gece geçirdim, çok fazla tuvalete kalktım, boğazım acıyor, koltukta uyandım. buna rağmen kalkıp kahvaltımızı hazırlayıp kocamı uyandırdım. onu nazladım, sevdim. en sevdiği şeyleri -kıymalı yumurta, portakal suyu, reçel, tereyağı- hazırladım. gazetesini yanına koydum. balkonda sessiz sakin kahvaltı ettik. şimdi napıyor, yine yatağa gitti, uykusu varmış. yerim boncuğumu ben.
dün bütün gün yattım yuvarlandım. akşamüstü harry potter'e gittim. evimize geldiğimde boncuğum gelmişti. bu aralar daha mı tatlı, bana mı öyle geliyor. tahireliğim tuttu ve yeni aldığım sakal fırçasını da kullanarak kocamı traş ettim. gerçekten de ben bu işi çoook iyi yapıyorum, kim ne derse desin. ense traşı bile yaptım canım, sakallarını incelttim, favorilerini düzelttim. çok zevkliydi. sonra da aşkıma özel aldığım losyonla traş sonrası masajını yaptım. daha ne yapayım canııım. unutma lupim, babacık traş olmamışken çok kötü hisseder kendini, huysuz olur. sen de büyüyünce traş edersin babacık'ı ne dersin. ayyy çok güzel olur. inşallah o günleri de görürüz. dün sana birkaç eşye baktım, alınacak şeyleri düşününce çok heyecanlanıyorum. geri kalan eşyalarımızı mami ve mumuyta gelince birlikte alıcaz boncuk kızım. mumuytayla gezmek iyi olur. babacık gibi sıkılmaz. mami zaten meraklısı olduğu için ondan yana hiç sorun yok.
kuduruk kızım, hareketlerin hat safhalarda. bu harika birşey. canım acır gibi bir tuhaf oluyor ama buna bayılıyorum. her an hareketini hissetmek istiyorum. kavuşmamıza az kaldı...

Cumartesi, Ağustos 04, 2007


az önce babamlarla konuşuyordum, telefona dedemi istedim. dedem hastayım, 2 hafta önce kalbim tekledi dedi. meğer kriz geçirmiş. bana söylememişler. damarını açmışlar. inşallah görüşürüz dedi. çok üzüldüm. şu anda da salya sümük ağlıyorum. bu doğanın kanunu ama insan kabul edemiyor, yüreği cızlıyor. zaten nişan gecesi de öyle konuşmuştu ki sanki veda ediyordu. sizi çok seviyorum dedi, çok seviyorum. ben de sizi çok seviyorum canlarım. daha kızımı görüceksiniz, onun sizi tanıması lazım. nolur bir yere gitmeyin. nolur...

Perşembe, Ağustos 02, 2007

oh be dünya varmış...

soğuk hava gibisi yok, üşümek harika. ne kadar mutlu kalktım bu sabah yahu, yattığım yatakta kalktım, kocamın yanında. sarılmayı unutmuşuz vallahi. tuvalet için kalktım tabi ama vız gelir. havalar böyle olsun, gecede 20 kez tuvalete gitmeye razıyım. ferah ferah i...
ş. ilgili teyzesi, kızım bir rahat etti yani, mesajın aynen oldu. sabah çok mutlu kalktık. en sevdiğimiz film müziklerini bağıra bağıra söyleyerek geldik yolu. lupim de müziklere eşlik etti. acaba doğduktan sonra o müzikleri tanıyacak mı. barbara'yı hep bağıra bağıra söylüyorum, son ses, acaba doğduktan sonra çalsam hatırlar mı. denemek lazım.
bu arada en önemli şeyi unuttum. hafta sonu dolabın geliyoooorrr. çok mutluyum. uzun zamandır aldığım birşey beni bu kadar heyecanlandırmamıştı lupim. eşyalarını bir an önce yıkayıp ütülemek, dolaplarını düzenlemek istiyorum. inşallah istediğim gibi olur. lütfeeeennnn.