Perşembe, Temmuz 30, 2009
biz...
Çarşamba, Temmuz 29, 2009
oğluşumuz geldiii
senden başka
bu şarkıya bayılıyoruz. peşinden de hemen güle güle sana, yolun açık olsun, güle güle sana, seni tanrım korusun. göksunun mezuniyetinde duymuş, baktım söylüyor. allahım bu kadar mı kalır aklında, hiçbir şeyi kaçırmıyor, sanki beyninde bir kamera var sürekli kayıt yapan. nannesi tren gelir hoş geliri söylemiş yanında . şarkıyı söylüyor, bilmediği kısımlara gelince öğret şarkıyı diye beynimizi yiyor. bu arada eski şarkıları dinlemesine bayılıyorum. müzik zevki hiç de fena değil kuzumun...
Pazartesi, Temmuz 27, 2009
muhteşem konser...
Perşembe, Temmuz 23, 2009
hoşuma gitti...
Aylin Kotil, Cumhuriyet Gazetesi
Arkadaşımın kızı bir yaşına gelmişti, 'Sen eğitimcisin, neler öğretmem gerekiyor, bazen kendimi çok çaresiz hissediyorum' dedi. Sorusu kolaydı AMA yanıtı zordu, akıl vermesi basitti AMA uygulaması karmaşıktı, anlatmaya başladım:Annelik uzun zaman Alan ve günün yirmi dört saati devam Eden adı 'insan yetiştirmek' olan bir iş. Bir kere bilmelisin ki, zaman alacak. Neye zaman harcarsan onun karşılığını alırsın. İşine zaman harcarsan işinden, eşine zaman harcarsan eşinden, çocuğuna zaman ayırırsan DA ondan karşılığını alırsın.Yapabiliyorsa n gözyaşlarını tutmamasını öğret, acı çekmeden olgunlaşamayacağını...
Kıskanmamayı öğret ona, arkadaşının başarısından mutlu olmayı, birlikte sevinçleri paylaşmayı, içinden 'neden ben değil de o?' demeden...
Kazanmaktan mutluluk duyup içine sindirmeyi, AMA aynı zamanda kaybetmeyi öğrenmesini. Çünkü bir adım sonrasında görünüşte galip olanları gösterecek hayat ona. Her şeyin bir sonu olduğunu öğret. Sahip olduğu bütün değerlerin bir gün keyif vermeyebileceğini, kazanılan ve harcananın bir sonu olduğunu.
Gidilen yerlerin zamanla bıkkınlık verebileceğini, her şeyi tüketebileceğini, tüketemeyeceği tek şeyin bilgi olduğunu öğret.Kitaplardan keyif almasını.Ders çalışmak istemiyorsa zorlanmamasını , AMA okumayı sevmesini öğret ona. Elbet ER ya DA geç alacaksın biliyorum, AMA mümkün olduğunca geç al ona bilgisayarı.Ona kendisi ile kalacağı sakin zamanlar ver, sıkılmayı öğret ona,sıkılıp at kendini yönlendirmeyi bulmasını.
Doğaya götür onu, hayvanlardan korkmaması gerektiğini öğret. Arıların bizi sokmasından çok, nasıl bal yaptığını anlat. Doğanın kendi içindeki gizemini bulmasına yardımcı ol, yağmurdan sonraki toprak kokusundan keyif almasını sağla.Soğuk kış gecesinde ateş yakmayı öğret, belki büyüdüğünde bir gece sevgilisine ateş yakar ve belki binlerce yıldızın altında birbirlerine sarılırlar,bunu öğretmemiş diğer sevgililerin aksine...
Şartlar çok zor olsa DA yalan söylememesi gerektiğini öğret ona.Kazandığı elli milyonun piyangodan çıkan beş yüz milyardan çok daha keyifli olduğunu öğret.Alın terine saygıyı öğret ona.
Aşk acısı çekmenin hiç âşık olmamaktan daha güzel bir duygu olduğunu öğret.Kendi doğruları üzerinden kimsenin onu yargılamasına izin vermemesi gerektiğini öğret,başkalarını DA kendi doğruları üzerinden yargılamamayı. ...
Bunun başkalarını dinlememek olduğunu değil, söylenenleri kendi eleğinden geçirmesi gerektiğini öğret.Kendi fikirlerine inanmanın güzelliklerini anlat.Hayatı sorgulamayı öğret ona...
Bilginin en büyük güç olduğunu öğret.Yapabilirse bunu en büyük fiyata satmasını, AMA kalbini ve ruhunu kendisine saklaması gerektiğini öğret. Haklı olduğu konuda sonuna kadar diretmesini öğret ve haklıyken dik durmasını.
Günün birinde yaptıkları değil yapmadıkları için pişmanlık duyabileceğini öğret.
Basit yaşaması gerektiğini öğret ona, çay içmekten keyif almayı...'İstemiyorum' ,'hayır' demeyi öğret ona, istediğinde ise 'istiyorum' demeyi.
Sevdiğinde ise'seni seviyorum' diyebilmeyi öğret ona. Bir kot pantolon ve tişörtle üniversiteyi bitirmeyi öğret ona. Temiz kokmasını...
Sorgusuz sevmeyi... El yazısı ile notlar yazmayı... Lafı dolandırmamayı ....Sevdiklerinin hiçbir zaman çantada keklik olmadığını, dostluğa yatırım yapması gerektiğini, kıymetini bilmeyenlerden uzaklaşmasını öğret ona. Müziği sevmesini, sporla barışık yaşamasını.
İşlerin hiçbir zaman bitmediğini söyle ona, en yoğun zamanda bile kendine vakit ayırması gerektiğini öğret... Ama en çok DA kendini sevmesini öğret... Kendini sevmezse kimsenin onu sevmeyeceğini. ..Kendine çiçek almazsa kimseden çiçek beklememesi gerektiğini.. . Kendine özenli yemekler yapıp sofralar kurmazsa kimsenin onun için yemek hazırlamayacağını...Hayatta her şeyden çok kendisinin önemli olduğunu öğret ona...
Çarşamba, Temmuz 22, 2009
hutbaktaaa
önce telefonlar saklanıyor, benim arkama. sonra babaya yok ki deniyor. baba nerede diye sorunca, hutbakta( mutfak), orada bulamayınca koltuğun altında, orada sırtına binilip bulunamayınca balkonda. sonra biciğine saklanıp buuudaa. bu aralar favorimiz bu. çoook eğleniyoruz yahuuu.
Salı, Temmuz 21, 2009
cümleler
hafta sonu arabada yanaklarımı okşuyor ve heryerini seviyorum diyor gözlerimin içine bakarak. kuzuuuuu
yine arabadayız, tırnaklarından canım yanıyor, ağlama öcür dilerim. ya ben seni naaapppiiimmm
dün balkondan anneannesiyle konuşurken dedesini sormuş, nannesi yok deyince çağır ahmetiii diye seslenmiş.
kuzucuum, güzelim, herşeyimm, bitanemmm, aşkımmm, ben onu nasıl seviyorsam o da aynılarını söylüyor bana.
toyiti çocuk hiyemarketi, senden başka senden başka gözüm görmez hiçbirşeyi, delisin, arkadaşım eşek, çeşitli çocuk şarkıları bu sıralar söylediğimiz şarkılar arasında. baktım oturmuş kendi kendine konuşuyor, anlatıyor. irem annanesine gitti, gizem annanesine gitti, babacık sudeleri evine götürecek. sude'yi öyle özlemiş ki. 2 gündür aklına geldikçe sudeye gidelim diye tacizde...
markette kasaya gelince kuzuya birşeyler oluyor, elimizdekileri alıcaklar sanıyor, vermem diye çıldırıyor. yine kasadayken baktım kıza bağırdı, şerefsiiizz. kızcağız ne dedi diye sorunca edepsiz dedi size dedim, kıvırdım. e bizim yaramaz bir nannemiz var.
bu arada dün kasa fobimizi biraz aştık, inkılap kitabevinden bebek koalamızı alırken kasadaki ablaya kitabını uzattı, dit yaptırdı ve aldı. sonra poşete koyalım mı diye sorunca koyalım dedi ve poşetini alıp görüşürüz diye ablayla vedalaştı. oraya bayılıyoruz, masaya oturup kitapları inceliyoruz, hangisini beğenirsek onu alıyoruz. kapısını görünce zaten kitaaappp diye bağırarak giriyor içeri zilli. umarım kitapları en az benim kadar sever...