Çarşamba, Kasım 30, 2011

gelirsem oraya!

dün akşam! bence bana söylemeyecekti. müdahil olmamdan hoşlanmıyor özeline. anneannesine de ağzından kaçırmış, kestirip atmış. tabi didiklemezsem öleceğimden başladım kurcalamaya;
-ne dedi ne oldu?
-ipek dedi ki, benimle hergün arkadaş olmak istemiyormuş!
-hı? nasıl yani, o da ne demek. sen ne dedin peki?
-put gibi durdum! (ifadeni yeriiiim)
lafın daha devamı da var ama konu değiştirmeye çalışmalar, hatırlamıyorumlar.
-bütün yemeklerde yanyana oturmak istemiyormuş (üzgün, garip, ayh ne desem)
-ee ne yapacaksın peki?
-yanyana oturmam ben de yakınına otururum :)
  allah allaaah, illa armut dibine mi düşmeli. rüzgar falan çıksa, azıcık öteye zıplasa! ne olursa olsun seveceksin illa değil mi, ne yaparsa yapsın affederek. kanlı bıçaklı olsan da bir gülümseyişe sarmaş dolaş.

şimdi bu durumda o da çocuk işte, olur böyle şeyler, daha neler göreceğiz lafları yazmam gerek, ama yazamaaammm. öyle diş biledim, öyle kızdım ki ipek hanım sana, bir elime geçirseydim dün akşam seni, ahhhh

Çarşamba, Kasım 16, 2011


-anne, biliyor musun ben hassas bir çocuğum!
  -nereden duydun bunu, kim söyledi?
    -winnie :)







azgınlıktan başımızı döndürünce babacığın ağzından dökülüverdi;
-böyle yapmaya devam edersen bir daha ateş ve su oyunu yok eylül!
-hıh, bir de tehdit ediyor!
adam ne kadar uğraştıysa da, bir daha yapmam dedirtemedi.
tutamayacağı sözleri vermez benim kuzum!


günlerimiz tıngır mıngır, şükürler olsun mutlu mesut. gözümün önümde eşşşek kadar bir kız, büyümeyi durdurabilen?

Salı, Kasım 15, 2011

tüyap :)




ilk günden gitmem, hafta sonu asla gitmem, yanıma fazla para almam, kredi kartı hiç götürmem!!!
astım kestim. ilk günü cumartesi öğlende damladık. yanımda para da vardı, kredi kartı da. pişman değilim!
behiç ak ve ayla çınaroğlu, şansa bak, ballı börek. behiç ak'ı görünce çok sevindim. ama ayla çınaroğlu.. öyle heyecanlandım ki. üç kuzucuk'un hikayeleri eylül'ün kitaplara düşkünlüğünde büyük pay sahibi. kitaplarını okuduğumuz bu pamuk kadının tipi hakkında hiçbir fikrim yoktu. öyle tatlı, öyle sıcak. çok sevindim çok. şanslı velet vesselam. hanımefendiye piyasada alacak kitap kalmayınca kendime de çalıştım tabi biraz. kuzu sıkılmasa daha çok dayanırdım ben kredi kartına ya sağolsun, aldığımız kitapları okumaya eve gidelim diye zırıltılar başlayınca döndük. hafta sonu serenad'ı imzalatmaya livaneli'ye de gidebilsem tadından yenmezdi :))