Cuma, Haziran 21, 2013

terkedildik..













gidemez yooo, tek gitmez. gitse de bensiz uzun süre kalamaz, yok yok kalamaz, özler beni. birkaç güne alırız.
hahayyyyyt, hanımefendi, okursun belki yazım sana. dönmeyi hiç mi hiç istemediğin gibi telefonda iki çift lafı çok görüyorsun. lütfedip tatile bizimle geleceksin gibi görünüyor ama sonra yine dönecekmişsin, tatil bitene dek. son dönemde tavan yapan özgüvenin havaalanına giderken her yerinden taşıyordu adeta. sırtında çanta, elinde çekçek valiz;
-ben ünye'ye gidiyorum, hem de tek başıma, çok heyecanlıyım anne, çok mutluyum!!!
seni bıraktığımızda dut yemiş bülbül gibi kaldık babanla. arabada tek kelime çıkmadı ağzımızdan. çok özledim kokunu ciğerim, çok!
buraya kadar çok dokunaklı gittik sanırım, şimdi itiraf vakti;
herşey bir yana, kocayla başbaşa kalmayı öyle özlemiş ki bünye. sahiden balayı gibi. hayatın merkezinde hep kuzu varmış ne zamandır, başbaşa olmayı unutmuşuz sanki biraz. öyle özlemişiz ki aylak aylak dolaşmayı, laklak etmeyi. öğrencilik yıllarımıza döndük sanki, ev de öyle perişan!

Salı, Haziran 11, 2013

gidiyorsun..

 

herşeyini çok özlerim annem, herşeyini. ama en çok başbaşa geçirdiğimiz, kafamıza göre takıldığımız, senin beni, benim seni en çok anladığım, arkadaş vakitlerimizi. o koyna gömmeden kafayı nasıl uyur bu annecik!
çabucak gel olur mu?