Perşembe, Mayıs 28, 2015

    katılamayanlar mazeretlerini bildirecek, liste istiyorum! bakışlarımdan rahatsız olmuş olacak ki; ben değil be müdür bey istedi dedi sekreter. hani ayak parmaklarından saç diplerine kadar ürperip gerilir, kafandan ateş çıkar, kendinden geçersin ya, işte ben ondan oldum. bir anda kendimi kaybettim. kaybetmemeye gayret ettim mi, hayır! zira sabrın sonunun selamet olmadığını burada deneyimlemiştim. bardak çoktan taşmış, ortalık sele gitmişti. "nefret ediyorum lan bu düzenden, yalakalardan, hepinizden" diye bağırdım, "size ne mazeretimden, zorla mı katılıcam! üç maymunu oynamaktan sıkıldım artık, ömrümü yediniz be! istifa ediyorum lan, alın şirketinizi başınıza çalın! hepinizin ecdadını, sinek larvaları, cahil pislikler. tazminatımı da seve seve vericeksiniz, vicdanlı insanlara dağıtıcam!" dedim ve çantamı alıp çıktım.kuş gibi hafiflemek buydu demek, dimdik yürüyüp çıktım binadan. kapıdan çıkarken taraftarlarıma üçlü çektirirken keyfim katmerlendi. arabama atladım ve..

    ağzım kulaklarımda ekrana bakarken buldum kendimi sonra..

Çarşamba, Mayıs 27, 2015

ah edi





    ahh edi, bilmediğin şeyler var be dostum. raptiye koleksiyonumu kaybetmedim belki ama onurumu kaybetmemi istiyorlar. bugünlerde "yok artık!" diye bağırmaktan faranjit olabilirim. şaşkınlıktan fırtlayan gözlerim kurbağa gözü gibi kalabilir. hala şaşıran bir bünyem olması da düşündürücü aslında, demek ki bağışıklık sistemim çalışmıyor. ya da sürekli düşünmekten beyin kanseri mi olurum acaba başımıza gelecekleri. endişe elmayı içerden yiyip bitiren kurt gibi çürütür mü beni de ne dersin?



    boşver be dostum. senin de dediğin gibi; " en sevdiğim gömleğimi  rüzgar alıp uçurmadı " ya, mutsuz olmam için bir sebep yok!

Pazartesi, Mayıs 25, 2015

kuzguncuk aşkı

evet çıldırmışım ben. tamam kabul karnım ağrırken çılgın trafikte beylikdüzü'nden arabayla eminönü'ne gidip en az 20 dakika park yeri beklemiş, oradan motorla üsküdar'a geçmiş olabilirim. martılara kuzumla simit yedirmiş, yetmemiş kuzguncuk'a gidip tüm günümü orada geçirmiş de..





 


kıyıda oturduk bolca, sokakları gezdik ardından. tatlı gamze'nin enfes lebosi çikolatalarını yedik. ve o kaldırımdaki masada ne kadar oturduk bilmiyorum. zerre sıkılmadan, sakin sokakta, sıcacık tebessümle. hep diyorum, burada oturanlar cidden farklı. sanki hayat başka yaşanıyor, zaman farklı akıyor gibi. kendimi nasıl kaptırıyorsam speedy gonzales fatoş kaybolup içimdeki garfield hortluyor.gelmesinden ziyadesiyle mutluyum. zira bendekinin biraz polyanna yutmuş bir kedi olduğu doğrudur. 
böreklerimizi alıp 2 kuzumla tekrar sahile indik. hadi biz kocamanız oturmaktan zevk aldık da, sen kuzi, sen nasıl bir kızsın böyle ya. orada olmaktan öyle mutlu oldun ki! 
o güzel kafandan neler geçiyordu acaba öyle uzaklara dalarken..


Çarşamba, Mayıs 20, 2015

evreka!

yüzyıllardır giydiğim, pantolondan kısa kapriden uzun pantolonumu giyince, şirkette yaygın ayak bileği fetişisti olduğunu keşfetmenin dayanılmaz gururu içindeyim! yaşasın hayvan deneyleri!

Çarşamba, Mayıs 13, 2015

tüyler diken diken


Lina Median’ın hikayesi 27 Eylül 1933 tarihinde, Peru’da, ufak bir kasabada doğmasıyla başladı.


Daha henüz çok küçükken doktorlar Lina’nın karın bölgesinde bir tümör olduğundan şüpheliydi, ancak hastanede gerçek açığa çıktı. Çekilen röntegenler karnında gelişmekte olan bir iskelet yapısı gösteriyordu. Yedinci ayına hamileydi.





Linda 5 yaşındayken, 7 ay ve 17 günlük ilk oğlu Gerardo’yu doğurdu. Doğumunda 2700 gram ile gayet sağlıklı ve normal bir gelişim gösteriyordu. Böylece Linda şimdiye dek var olan en genç anne olmuş oldu.





Gerçekleştirdiği doğum dünyaca ilgi gördü. Bunun üzerine Linda’dan doku tahlilleri alındı ve sonucunda Pubertas peracox hastalığı mağduru olduğu öğrenildi. 2 yaşındayken adet dönemleri geçirmeye başlamıştı ve bu sebepten cinsel organları tıpkı yetişkinlerdeki gibi gelişmişti.


Linda’nın babası taciz şüphesiyle göz altına alındı, ancak yeterli kanıt olmadığından serbest bırakıldı.


Gerardo 40 yaşında kemik hastalığından hayatına son verdi. Ölüm sebebiyle geçirdiği erken doğum arasında bağlantı bulunmamıştı.


Medina bugün kocası Paul Jurado ile Mexiko’da birlikte yaşıyorlar. Birlikte, Lina’nın 38 yaşında dünyaya getirdiği bir oğula sahipler.

kaynak: https://medium.com/@kakts/lina-medinan-n-inan-lmaz-hayat-hikayesi-daha-henuz-5-yas-ndayken-dunyaya-cocuk-do-urdu-bf27ad9962c8

...

soma-623x320

Cuma, Mayıs 08, 2015

insanoğlu..

   zeki alasya ölmüş. ne kadar üzgünüm ben. çocukluğuma damgasını vurmuş adam. o da ne! aynı havayı solumak zorunda olduğum lavuk gülerek cenazesini nereden kaldıracaklarmış, sinagogdan filan mı? hahhahhah.  ebenden kaldıracaklar desem çok mu edepsiz olurum. evet öyleyim! bu kadar değerli bir insan için, ki olmasa da farketmezdi, böyle cümlelerin kurulması, offf gerzeklerle yaşamak..

   perşembe geceleri "güler misin ağlar mısın" vardı zeki&metin'in. "insanoğlu sözüm sana, anlatırsam anlar mısın? yarı şaka yarı ciddi, güler misin, ağlar mısın?" delirirdik izlemek için. geç yatmamıza izin verilen tek akşamdı.  devekuşu kabare'yle oynadıkları deliler, yasaklar, aşk olsun şimdi bile kahkahalarla güldürür ve düşündürür. hala ekranlarda oynayan filmlerini saymıyorum bile. ahhh himmet ağabey! arkandan pislik yapanları boşver be, hayatıma kattıkların için teşekkürler..

istekler istekler istekler


battaniye&kanepe&film
bugün değil de ne zaman..

Çarşamba, Mayıs 06, 2015

ben bu bahar







Ve cep defterinin kapak arkasına kendi el yazısıyla karaladığı şiir;

“Yenilmişsem
Elim kolum bağlı
Boynumda yağlı ip
Gelip dayanmışsam
darağacına
Dudaklarımda yarın
Gözlerim yarınlarda
Unutmak mı gerek seni?
Kapılar kapalı
Tutulmuşsa gece
kapkara yollar
Sıcacık bir sevgi
sunmayacak mıyım
insanlara?
Bakmayacak mıyım yarınlara
Seslenmeyecek miyim
insanlara?”

Salı, Mayıs 05, 2015

vak vak..


geçen haftadan sonra kum yemiş ördek gibiyim be blog. amaçsız kaldım sanki, boşluk yaptı bünyemde, gün geçmiyor.. 
azıcık içimi açtılar, sen de gör istedim. hayallere daldım gitti..






















 tazelenme tatilleri var baharda ütopyamda, yeniden doğulan. geçen hafta tazelendin ya deme! doyamadımmm...