Pazartesi, Temmuz 16, 2007

lupi'nin ünye macerası...


güzel kızım merhaba. nerelerdeydik annecim biz seninle, nereleri gezdik. öncelikle otobüs yolculuğumuz çok iyi geçti. sıkıntısız gittik çok şükür. ama sen yaklaşık 14-15 saat boyunca hiç durmadın diyebilirim. arabada olunca duramıyorsun nedense, sebebini anlayamıyorum. çok güneşli, güzel bir gündü. hemen o gün sarma sardık. tüm gün bununla geçti. yorulduk tabi. beni bu halde görmek tabi herkese tuhaf geldi. gerçi herkes çok yakışmış dedi :)) akşam mamiyle yattık. ünye ne kadar da ferah geldi istanbul'dan sonra. ertesi gün öğleden sonra babaannenler geldi tatilden. onları görmeye gittik. göksu'yu sevdik. çok büyümüş bizim küçük göksu, acayip de şımartmışlar. hala bezleniyor edepsiz, 3 yaşını geçti. çok tuhaf geldi. ama tabi bizim de başımıza gelebilir, çok fazla eleştirmeyelim değil mi. yapmazsın sen boncuğum yaaa. babaannen seni çok sevdi. çiçek kızım, prensesim diye. o gece de mamilerde kaldık. salı günü temizlik vardı evde. 3 gibi mami ve tri ile ordu'ya gittik, anneme bluz bakmak için. yalıköy köftesi yedik, hatta telefon edip babacık'ı sinir ettik, çünkü o çoook sever. o akşam babaannende kaldım. gece köfteler ağzıma geldi hep. ve ertesi gün mide bulantılarım başladı. bu arada nermin teyzeler geldi. sabahtan eve gittim, onları karşıladık. özellikle yusuf amca'yı çok sevdiğimi burada belirtmek isterim. çok ama çok iyi, beyefendi bir adam. o da bizi çok seviyor.
kahvaltıdan sonra karnımın alt kısmına bir ağrı saplandı. bir türlü geçmek bilmiyor. uzun zaman geçmeyince korktum ve doktora gittik. bağırsaklarınla ilgili birşeydir dedi ve kas gevşetici verdi. bu arada otorur pozisyonda, yani ters durduğunu söyledi. bak eğer değiştirmezsen şeklini sezaryen olmamız gerekecek. neyse daha çok var doğuma kadar. teyzene benzemezsen dönersin. teyzeciğin oturur pozisyonundan vazgeçmemiş ve önce poposu çıkmış. o günlerde tıp gelimiş olmadığından da annesini biraz yırtmış. ayyyy sakın ha lupi, daha zaman var, aklını başına topla. dayak yersin haaa. eve geri döndükve yavaş yavaş bulantılarım başladı. daha doğrusu hiçbirşey yiyesim gelmiyor, yiyince dokunuyor. akşamı zor ettim. annanemle dedem geldiler. daha sonra babaannenler geldi. misafirlerimizle tanışmaya. konuşma arasında benim ağzıma sular gelmeye başladı ve hemen tuvalete koştum. aslında bunları biliyor olman lazım, bilfiil yaşadın çünkü :)) o kadar çok kustum ki, o kadar yemediğime eminim. çok fenaydı. herkes başımda tabi. sonra beni yatırdılar. biraz iyi hissettim, rahatladım. ama gece yine acayipti midem. perşembeye geldik sanırım. evet, sigara böreğini sardık o gün, rus salatasını annem akşamdan hazırlamıştı. acılı ezme yapıldı. patlıcanlar közlenmek için fırına verildi. çarşıya çıktım, hava teyzeye gittim. aaa ondan önce takı almaya çıktık teyzene. çook güzel şeyler beğendim, ama kuru teyzene olmuyor ki. bir deri bir kemik. neyse yine de yakışan, güzel birşey bulduk. sonra ben hava teyzede 2 saat kadar bekledim. patladım sıkıntıdan. bu sırada midem de hiç iyi değil aslında. akşama teyzeni isteyecekler, babacık'ı bekledik. 10 gibi geldi. isteme oldu. kocamı çoook özlemişim. hep benimle dalga geçtiler, bütün gün suratım asıkmış, emre'yi görünce ağzım kulaklarıma varmış. ne var yani, milleti görmek ayrı aşık olduğum adamı görmek apayrı. masanın etrafında otururken gülhis halam, şu emre'nin fatoş'a bakışlarına bak, gözlerinin içi gülüyor, ne kadar güzel bakıyor, çok hoşuma gitti dedi. bu arada emre yan tarafta koltukta oturuyordu. canım kocam beniiiimmmm. teyzen çok tatlı olmuştu. çok heyecanlıydı, kahve, çikolata ve tatlı ikramı yaptı. sen olduğun için ben pek fazla işe yarayamadım lupim. yoksa teyzenin nişanında kalburla su taşırdım. güzel bir akşamdı yani. sonra biz babaannenlere yatmaya gittik. gece 4 gibi tuvalete kalktım ve yine olan oldu. bir dolu da orada kustum. çoook kötüydü be kızım. hiç bitmeyecek sandım. allah'tan aşkım hemen uyandı, beni tuttu, yardım etti. sonra yattık, sen ne tekmeler attın bir bilsen. babacık bile şaşırdı. zaten ünye'de alt tarafa doğru bir basıyorsun ki bu çok tuhaf bir duygu, içim bir hoş oldu. idrar torbamın üzerine basmassan da sevinirim bu arada, hayatım tuvalette geçiyor sayende. cuma günü bulantım yine başlayınca doktorumu aradım. besin zehirlenmesi olabilir, git ve serum taktır dedi. ve nişan günü serum taktırdık. serumu alıp eve geldik birkaç saat sonra. biraz da evde yattık. millet kuaförde, ben serumla yatan bir tip. tadeşimin yanında olamadım diye de çok üzüldüm zaten. ne yapalım, daha beteri olmasın. 6 gibi, baktım ki biteceği yok, çıkaralım dedim dayıma. oh be rahat ettik, değil mi kızım. annemin yanına kuaföre gittim. saçlarımı ördürdüm, cici bir anne oldum. nişanımız çoook güzel oldu. teyzen peri kızları gibiydi. saçları, elbisesi, herşey çok güzeldi. sercan da çok hoş olmuştu. uzun zamandır görmediğim sevdiğim insanları gördüm, zaten nişanlar, düğünler bunun içindir bence. çok eğlenceli bir geceydi. tabi biz hiç oynamadık kızım, sayende :)) babacıkla dedeyle ve dayıyla dans ettik. babacık yine çok yakışıklıydı. nezahat abla beni yanına çekti, fatoş şöyle bir baktım da senin kocan hepsinden yakışıklı vallahi dedi. biliyorum zaten ama yine de hoşuma gidiyor. banu'nun düğününde giydiğim elbisemin arkasını açtırmıştım biliyorsun boncuğum, annecin çok sevimli oldu. tam cici bir anne pozisyonundaydım. çok yakışmış diye diye öldüler, kendimizi de fazla övmesek iyi olacak ama, güzel olmuştum gerçekten de. aşkıma göre zaten en güzel hep benim de :))) (ilgililer çok uğraşacak bu konuda benimle ama olsun)
müzik bittikten sonra amcam şarkılar söyledi her zamanki gibi. günsel halam hastaneden çıkmıştı o gün ama aramıza katıldığı için o kadar iyi görünüyordu ki. canım halam benim. inşallah onları tanıma fırsatın olur birtanem. çünkü benim halaları gerçekten de bulunmaz insanlar. aysel halam telefonda amcamdan kaderimin oyunu şarkısını istedi, içim parçalandı. hayatı çilelerle geçmiş zavallının. çok yoruldum tahmin edeceğin gibi. eve gittik, elektrik yoktu, mum ışığında yıkandım. ertesi gün deden ve babacıkla yola koyulduk ve evimize geldik. insanın evi gibisi yok, çok özlemişim. yıllarca o evde kalmasına rağmen babacık bile rahat uyuyamadığını söyledi ünye'de. çünkü artık bizim yuvamız burası. senin de geleceğin yuvamız boncuğum.
kad teyzen ve sü teyzen bosna'ya gittiler bu arada. söylemeden geçmeyelim. burası çook boş. kad teyzen gelince dolabının siparişini vermek için gidicem marangoza. işte böyle aşkım. dolu dolu bir hafta. ama uzun zaman bir yerlere gitmek istemiyorum artık. çok yoruldum. zaten evimiz de çok pislenmiş. nasıl kalkıcam o kadar işin üstünden bilmiyorum. temizlikçi kadı da köye gitti. ayvayı yedik. çabuk yoruluyorum lupim, o kadar çok iş yapamıyorum. eve biri gelse rezil oluruz vallahi, her yer toz, ütüler birikti. aman ne yapalım yani, sağlığımızdan önemli mi.