Salı, Aralık 21, 2010

eylül van gogh

biliyorum birbirimize çok iyi geliyoruz annecik. dünkü kötü haberler, içimdeki sıkıntı.. eve öyle gittim ki, yüreğim daracık. kapıyı açmanla anladım, herşeyin üstüne pembe tozların örtüleceğini. pırıldayan gözlerin kılavuz oldu bana. müziği hazırladık önce, enn  sakininden, jehan'ından. hazırladık şövaleyi, suluboyayı, fırçaları. boşalttık sıkıntıları bir bir. ohhh dedim denizi boyarken, içim açıldı. ağaç, tatil, sünger bob derken baktım bir dolu sanat eseri :p çıkmış ortaya. "hadi bir de sergi yapalım, ne dersin?" soran gözlerle baktı tabi önce. hazırladık davetiyeleri özenle. şöyle de bir dizdik mi resimleri, tamamdır. ilk kişisel sergimiz hazır, tataaam
ilk kez elleri yuvarlak değil, 3 tane parmağı var zavallının.bu sıralar çizdiği her çocuğun müstehcen  yerleri itinayla yapılıyor. burada belli değil şükür, kıyafetteki düğmelere karışmış.
ha bir de canavar çıktı bugünlerde.
"anne, bu dünyada gördüğüm ennn büyük, en korkunç, tırmık sesi çıkaran canavar var orada"
senin dünyanı yesinler kuzummm





bir de geceleri uyusam tadından yenmezsin. onun için mi dikiyorsun beni ayağa, nazarım değmesin diye mi ha söyle?