Çarşamba, Eylül 02, 2009

sen uyurken...

tatlı bebeğim...

yarın sabah denemeli...

Mutlu olmak galiba, mutlu olma kararını almaktan geliyor. Yaşamımızdaki her şeye, herkese bizim(le) oldukları için teşekkür edip, şükran duymak ve tadını çıkarmak gerekiyor. Aslında ne kadar basit değil mi??
Mutlu olmak bir seçim, bir beceri.. Ruhumuzun hayata karşı duruşu.... Her beceride olduğu gibi üzerinde çalışılması gerekiyor. Üzerinde çalıştıkça ustalaşacağımız ve bir süre sonra şartlar ne olursa olsun bizim ayrılmaz bir parçamız olacak bir beceri. Öyle ise neden yarın sabah yataktan kalkarken yüzünüze kocaman bir gülümseme kondurup, güne mutlu yaşama kararı ile başlamıyorsunuz. Bir süre sonra alışkanlık yapacaktır, şaşırmayın..

hayatımın en güzel yılı'ndan alıntı, çok sevdim. üzerinde çalışmaya değer...

hamiş: insanın böyle tatlı bir ailesi olup sabah suratsız kalkabilir miiii (eveet) :p

uydur kaydır

suçluuuuuuuuuu

seviyor :)

kaliteli zaman


kuzuyla canımız sıkıldıkça yaptığımız şeylerrr. birlikte birşeyler ortaya çıkarmak çok zevkli oluyor. biraz daha büyüyüp kendi kesip yapıştırmaya başlayınca eminim daha çok sevecek. zaten şimdi de yaparken zıplıyor, şarkılar söylüyor, seviyor, bayılıyor. arı ve kaplumbağayı teyzesi gelince yaptık.
işin komik olan kısmı, gece yatarken hepsine tek tek iyi geceler deniyor, sabah da gülaydın.
iyi geceler uvva(uğurböceği), iyi geceler tavşan, iyi geceler kelebek...

çeecan






sercan'a hasta. omzuna kendini öyle bırakıyor ki...

kuzu'dan




yanağı çizilmiş, annem de iz kalmasın diye bepanten sürmüş. bizimki nilsu'ya gidip;
ben bepanten sürdüm!! (ünye'den beri ilacın ismini unutmuyor eşek)
yatakta konuşuyoruz;
-balkona gitmeyelim, balkon serin!
-teyzen nereye gitti kuzu?
-kastamo'ya. oyda kızlay vay, oyuncaklay vay, çok güzelll
-çilçu nereye gitti annecik?
-ünne'ye ditti, annesinin nanınaa