Pazartesi, Ağustos 31, 2009
deniz bebek
delisin, delisin, delisin
deli kız bu şarkıya doyamıyor, biz de doyamıyoruz. cd sürekli takılı, aç diyor, emirlerini yerine getiren bizler hemen açıyoruz.
aşkı'yla sedat neyde? (aynen böyle, durup dururken, deli mi ne?)
evlerindeler annecim, gelsinler mi?
gelsinler :)) aşkı bana cici detiydi
Cuma, Ağustos 28, 2009
çilçuuuu
şarkılardan gidiyoruzz :))
çimlere basma nilsu, çimleri eziyorsun
kusura bakma nilsu, malsuya benziyorsun
eylül bazen karıştırıp nilsu'ya malsu diye sesleniyor, ölüyorum. cimcikliyceeem diye yırtınıyor, onun için büyük zevk. nilsu'nun kollarını okşayıp canım benim dedi geçenlerde, çenesini sıvazlayıp tattlım diye seviyor bir de. çok alem kız, çok seviyor nilsu'yu ama zarar vermeye de bayılıyor.tombiş ayaaak diyor bir de. ben nüfusuma geçirdim dedim ama dinletemedim, çilçu yarın gidiyor :(((
çoook alıştık biz onaa. bir kazan salata yapmasına, 3 büyük kase pirinç ıslatıp tencereye sığmayan pilavına, fatoş hala masayı hazırlim mi'sine, en ufak birşeyle uğraşırken 20 kere ellerini yıkamasına, insanı çıldırtan merakına -kim demiş, nolmuş, niye- antenlerinin hep açık olmasına -kendisinden hiçbir şey kaçmaz- mario oynamasına, hiçbirşeyi beğenmemesine, titizliğine, 3'lü koltuk boş durduğu halde iki büklüm 2'li koltukta yatmasına, gece eylül'le tüm yaptıklarımızı duymasına rağmen uykusundan hiç kalkmamasına, bulaşıkları makine yerine lavabonun içine bırakıp fazladan iş çıkarmasına, kıyıda köşede kuzuyu cokur cokur öpücüğe boğmasına, herşeyine çok alıştım malsuuuuu, ditmeeeeeeee, bizi bıyakmaaaaaaa
benim anneeeem
benim annem
güzel annem
beni al kollarına
kucağında okşa beni
ninniler söyle bana
yıllaaar yılaar önce -artık yaşımız kemale erdi- bu şarkıyı duyduğumda annemin kucağına yatıp çoook ağlarmışım. miş'li geçmiş kullanmama gerek yok, hatırlıyorum, çok ağlardım. ne bilim yani annemi çok sevdiğim için herhalde -saçma oldu kim annesini sevmez ki- gittiğini ya da öldüğünü düşünür deli gibi ağlardım. bu bizde ırsi. manyak kardeşim de aynıdır. kuzum çok güzel söylüyor, hiç ağlamadannn
karaboncuğum, kaşık suratlım, tadeşim, dostum, sırdaşım, herşeyim...
Salı, Ağustos 25, 2009
eski dostlar...
bu arada masamı da göstermem gerek, daha hiçbir yemek yok ortada ama olsun, yine de güzel.
Pazartesi, Ağustos 24, 2009
Çarşamba, Ağustos 19, 2009
uzun diye okumazlık etmeyin, çook güzel
kalanlar için...
o ki...
bu da badecik
damla'nın düğününde tanıştık bu fıstıkla. öyle sıcak kanlı, öyle tatlı ki. durup durup eylül'ün elini tuttu, onunla oynamaya çalıştı. kuzu da onu çok sevdi, sarılıp durdular. sahnede birlikte oynadılar...
şampiyon...
o kadar politik ki, nasıl işine geliyorsa öyle davranıyor. babası kuku vericek diye penerli oluyor, teyzesi dergi vericek diye beşiktaşlı. korkarım bu gidişle cimbomlu olacak.