Salı, Eylül 08, 2009

dolphinarium





pazar günü orayı da hakladık nihayet, yunus gösteri merkezi. iyi ki gitmişiz, kuzu o kadar sevdi ki. yunusları hayran hayran izlerken, bir yandan da patlamış mısırını didikliyordu. hele 750 kiloluk morsumuz sara çıkınca ortaya, ağzı açık, pürdikkat izlemeye başladı. o koca hayvan da öyle sevimli çıktı ki, "buyaya delsin, öpücem" demeye başladı kuzu. tavsiye ederim, gidip görünüz.
hamiş: naylonla sanki anlaşmışız gibi onlar ölmüşleri, biz canlı hayvanları görmeye gitmişiz beee

muhteşem

cumartesi eğlencemiz...




sabahın köründe kalkıp, hemen oynamaya başladık. ne kadar çok zaman geçirirsek o kadar kar. önce yatakta sevişme faslı. koynuma bir yatışı var ki, kuzum. bakıp bakıp, anne bugün işe ditmiceeeekk...
hemen mutfağın yolunu tutup öğrendiklerimi bir bir yapmam ve kuzuyu mutluluktan çıldırtmam lazım. sevgili gül ablanın :) sayesinde öğrendiğim penguenleri yapmak için zeytinlerin göbüşünü yardım, krem peynirle doldurdum ve havuçtan gaga ve ayak yaptım, kürdana kızım geçirdi. nasıl olmuş? güzeeel. yumurtayı da birlikte boyadık. katı yumurta yemeyen kuzu, göbüşünü de yiyelim diyerekten tamamını olmasa da yedi. cumartesilere bayılıyoruuuzz
hamiş: dün akşam eve gittiğimde, kucağıma oturdu ve öpme sevme faslından sonra bana "naber?" dedi, sınıf arkadaşım ya!!!

aakadaşlaya götüyüy müsün?







cuma akşamı sü'cüğüme iftara gittik, felaket bir trafik eşliğinde. vardığımızda ezan okunmuştu. betüş, cemre ve elif bebek bizi bekliyorduuu. bir gün öncesinden gitme hayallerine başlamış ve akşam eve gittiğimde aakadaşlaya götüyüy müsün diye yalvaran kuzu çok memnun görünüyordu. betüşe yaklaşmaya çalışıyor, ama betüş öyle ciddi ki (fotoğraftan da görüleceği gibi). sonradan açıldı tabi, baktım canciğer kuzu sarması olmuşlar, öpüşüp duruyorlar. elif bebek çok büyümüş, çok tatlı olmuş. bir de nazlı, hep kucakta olacak. (2 yıl öncesine döndüm birden, aman tanrımmm) eylül, elif nereye gittiyse oraya gitti hep, gölge gibi peşinde. elini tutmak, onu sevmek istiyor. cemre ise zaten yeni bir kardeşe belli ki zor alışıyor, kardeşi sevildikçe kıskanıyor, evdeki herkes o üzülmesin diye gayret ediyor. güzel bir geceydi, yemekler (içli köfte, olsa da yesek) harikaydı. kendisine ettim ama buradan da söylememin zararı yok, teşekkürler sü'cüğüm

babası almaya geldiğinde sü'nün kucağından inmedi bir türlü, betüş'e cemre'ye gitmeyin diye yalvaracaktı zilli. zor ayırdık. arkadaş delisi. şimdi sorduğumda doğumgününe önce elif'i, sonra betüş'le cemre'yi mutlaka çağıracakmış.
akşam almış kulağına telefonu,
göksu doğumgünüme gel, tamam
açude doğumgünüme gel, tamam
dötan doğumgünüme gel, tamam
cemil dede ..... ay yazamıyorum, aklınıza kim gelirse...

betüş, cemre, eylül