Pazartesi, Kasım 09, 2009

bu oyuncaklar ne yapıyor?


diye sordum kuzuya;
-saklambaç oynuyorlar
-yemek yiyorlar
hepsi özenle diziliyor ve mutlaka;
-anne yaptığıma bakar mısın?


moyuk dedesini çoook sever, ama ben varsam herşey değişir, hahhahhahhah
hafta sonu kim sorduysa beni özledin mi diye, hayıy, özlemedim, ben fatoş'u özledim!
ve bütün hafta sonu yapışık ikiz şeklinde, arkamda gezen bir cüce, seni çok özledim, seni çok seviyorum, kucağına al, kollarımı bacaklarımı öpme, saçlarımı sevme fasıllarıyla geçti.
başka birşeyle ilgilendiğimde yeni bir taktik bile bulunmuştu;
-anne uykum geedi, çiçekli yastığıma biylikte yatalım, koynunda uyuycam
ben yer miyim, yatınca iş hemen oyuna dönüyor, ısır beni, mıncıkla, sev beni anne. yerim yerim..


-eylül elma ister misin?
-hayıy, pastalı elma istiyoyuum

kuşlu picamamı giycem anneee





ennn sevdiğim, ennn yumuşak, ennn yatılası kumaş, pazen. bulsam da kendime de alsam. anne-kız ürünleri yapın da alalım lütfeeen, tüketici konuşuyor yahu, para saçıcam paraaa...

banyodan sonra, uykudan önce







öyle tatlı bir aralık ki bu, mis kokulu ve mayış mayış. banyoyu tek başıma yapamaz oldum. girerken görürse ben de gelicem diye bağırtılar başlıyor, üstündekileri çıkarmaya çalışıyor.
ya bi rahat ver ama...
gözünü televizyondan alamıyor, tavşan pikabu başlamış. sayesinde kumandada 5 ve 4 tuşları silindi, hep luli hep luli. yok aslında çok televizyon izlemiyor, uyku vakti gelince karşı koltuğa çiçekli yastığını koyuyor, yorganımı ört diyor, keyif yapıyor hanım. tabi bunlar artık sallayarak uyutmadığımdan. büyük konuşuyorum evet, bir daha çocuk doğurursam sallamam! canıma tak etti. topuk kanseri diye bir hastalık olsa ben kesin yakalanmıştım. ey anne adayları, siz siz olun sakın ha sallamayın

güle güle sanaa, yoluun açık olsuuun






sevgili manyak, gidişin bizi üzse de iyi ki gittin. umarım hayat hep yüzüne güler. bizi ihmal edersen saçını başını...