Çarşamba, Ekim 17, 2007

yolculuğun sonu...hoşgeldin zuzum






9 aylık uzun yolculuğunun sonuna geldin nihayet boncuğum. bunu sana doğduğun anda yazmayı çok isterdim ama mümkün olmadı. buna bile ancak zaman ayırabildim, umarım sonunu getirebilirim.


herşey şöyle başladı; 1 ekim günü doktor randevumuza gittik babanla. 9,30'da olan randevumuza biraz erken varmıştık ve doktor bizi erken aldı muayeneye. herşey yolundaydı. 11 ekime kadar gelmezse dedi doktor o gün 8:45'te burada olun, bebeğin kalp atışlarını kontrol edicez. bu arada bağırsaklarım acayip bozuk, sürekli tuvaletteyim. doğum başlamadan evvel bazı vücutlar hazırlık olarak bağırsakları boşaltmak üzere böyle bir girişimde bulunurlarmış. ben bağırsaklarım bozulunca bugün yarın gelirsin diye düşünüyordum yani. herneyse, 2950 gr dedi doktor senin kilonu ve eve yolladı bizi. ben direk teyzenlere çıktım, daha çok erkendi çünkü. biraz oturduk, bağırsak antiseptiği içtim. sonra durduğum yerde altıma kaçırdım. teyzene söyledim, gülmekten ölüyoruz, benle dalga geçti hatta. bu kaçırma hastanede tuvalette de olmuştu ama ishalden anlayamamıştım. ben aşağı inip üzerimi değiştireyim dedim, gülerek indim. tuvalete gittim ve altıma kaçırmadığımı farkettim. suyum geliyordu, istemsizce. hemen doktorumu aradım ve gel bakalım dedi. pi'yi arayıp babam hazırlansın, galiba başladı dedim. bu sırada feyzi salonda uyuyordu. suyu duyunca dikildi, noluyo ne suyu diyerek. çok hoştu herşey, yukarıdan ayak sesleri geliyor acele acele giyiniyorlar, bir koşuşturmaca. sakin olan tek kişi benim. kendimi bir süredir çok iyi konsantre etmiştim doğrusu. başladığında soğukkanlı olucam, sıkılmıycam, sakin bir şekilde bekliycem diye. çünkü panik yaparsam sancılara hiç dayanamayacağımı düşünüyordum. doğru da düşünmüşüm. hemen eşyaları aldık, arabaya indik, annem ve babamla. sessiz bir yolculuktu. herkes endişeli. babacım o kadar gergin olmasına rağmen belli etmemeye çalışıyor, ellerimi tutup öpüyor, kaymak kızım mdiye seviyor. annemse her zamanki gibi duygularını belli etmekten hiç kaçınmıyor, gerginliği her halinden belli, ne dense ters anlıyor. biz gidene kadar emre hemen hastanede olmuştu. o kadar heyecanlıydı ki zavallım. düşündükçe bile suratımda gülücükler oluşuyor. suratı al al. doğumhanenin kapısında bekledik önce, herkes kurbanlık koyun gibi. ebe beni içeri aldı ve muayane etti. biraz açılma vardı. yukarı odaya çıktık. ameliyat kıyafetimi giydirdiler. serum takıldı. ve sancılarım başladı. hastaneye geldiğimizde saat 11'e çeyrek vardı. bu arada eve giderken kad teyzen aramıştı, eve dönüyoruz herşey yolunda demiştim. hastaneye geri dönerken de kartal teyzen aradı ona doğuma gidiyorum diyince herkes şok tabi. ciciannen de tesadüfen bana mesaj atmıştı, onun da öyle haberi oldu. sancılarım artmaya başlamıştı. sırtüstü yattığım için daha da baskı hissediyordum ve çok rahatsızdı. bu sırada NST senin kalp atışlarını dinlemek için karnıma takılıydı ve acayip y ükses bir sesle kalp atışını duyuyorduk. sancım bir gelip bir gidiyordu. annem telefonda soranlara ağrısı var sancısı başlamadı diyordu, sinirimden ölüyordum. sancı başlamıştı çoktan, kadın bana inanmıyordu. 20 saniye sancım sürüyordu, bir o kadar da geçiyordu. annem ben kıvrandıkça ağlıyordu, ben de annem diye kıvranıyordum. annelik böyle birşey işte. neyse benim sancım geldikçe yanımdakiler azalmaya başladı, demek o kadar kötü görünüyordum ki. emrenin ellerini çok sıktığımı biliyorum, bu sırada da ağzımda oksijen maskesi. bir ara baktım ne banu kalmış odada ne emre. az sonra annem de yoktu. doktorum geldi ve muayene edip, hadi hadi, doğum başlamış çabuk aşağıya dedi. o da şaşırmıştı. tekerlekli sandalyeye bindim ve asansöre bindik, emre de yanımda, ellerimi tutuyor. doğumhaneye girerken aşkımın bakışını hiç unutmam, elini öptüm canımın öyle girdim. içerisi bir acayip tabi. insan tırsıyor. ama kurtulmak için katlanılıyor. doktor ve ebe beni yüreklendirmek için birçok şey söylediler. ilk ıkınmamda gelemedin annecim, ikincide geldiğini hissettim ve bir de baktım ki kocaman ağızlı bir kız bağırıyor ciyak ciyak. kucağıma getirdi hemşire seni. bir yabancı vardı kucağımda, tırnakları kanlı, gözümün önünde.doktor; - çok başarılıydın tebrik ederim, çok kolay doğurdun dedi, ebe oradan benim sayemde gibi birşey söyledi, doktor da; - hiç alakası yok, hasta çok başarılıydı diyerek ebeyi bozdu. dikişin de yok aferin dediğini hatırlıyorum. sonra küçük dilişler attı. 3 tane. sonrasını hatırlamıyorum çünkü uyumuşum. odaya geldiğimde herkes beni bekliyordu, sen de. yatağıma götürüp yatırdılar ve kucağıma seni verdiler. seni emzirdim. hala da emziriyorummm:)) canımın içi o görüntülerin hepsini izleyeceksin inşallah. çok tatlı bir boncuksun sen. bizim boncuk kızımız, zuzumuz. beni üzmedin hiç, 2 saatte doğdun. 1 ekim pazartesi, saat 12:45. doktor ertesi gün bile helal olsun, ne çabuk doğurdun diyordu. hep şükrettim, çok güzel bir kızım olduğu için, çok kolay doğduğun için. baban ve ben sana bayılıyoruz, ve evdeki herkes. çok boncuk bir kızsın annecim, çok tatlısın. benim güzel kokulumsun...