Pazartesi, Şubat 14, 2011

bahse girerim!!!

sanki bir merdivenin başındayız ve attığı her adım o kadar net ki, bir anda bir basamak daha attığını keskin farklarla görebiliyorum, görebiliyoruz! yaptığı her hareket, söylediği cümleler, kullandığı acayip kelimeler, lafları pat diye yapıştırması yerli yerine. offf bu kız çok büyüdü, dertleniyorum...

-büyüyünce size ihtiyacım kalmayacak!
-ne diyorsun sen?
-büyüyüp çocuk doğurucam
-eee biz yanında olmayacak mıyız?
-büyüyünce anneyle babanın yanından gider çocuklar!
-e iyi de bak ananen ve deden yanımda benim, sen bizi özlemez misin?


durumun farkına varıp çark etti hemen zilli, sarılıp affettirdi kendini. ya da o öyle sandı. unutmadım ben o sözleri. oturdu yüreğime dünden beri. yanımızdan gideceğini düşündükçe yüreğimdeki taş daha da ağırlaştı. offf deli miyim neyim, gelsin sıradaki;

-ağzımın içine girip, içimi görmek isterdim
-?? niye ki??
-kemiklerimi, kanımı görmek isterdim
- : D
-kalbimiz kırmızı mı atar anne?

takık bu sıralar kemiğe. gözümüzde kemik var mı, hayvanların da kemikleri olur mu, sen beni yersen kemiklerim mi kalır, çenemi ısırma bundan sonra kemiğim çıkar!
-iyi tamam ısırmayız hanımefendi!
-ben hanımefendi değilim, doktor daisy'yim



"arkama takar mısın baba şu örtüyü, kahraman olucam" dedin kırdın geçirdin bizi. evde süpermen gibi oradan oraya uçmalar. zaten hep uçmak istermiş kuzu hanım, kuşlar gibi gökyüzünde olmak istermiş. bir de bulut olmak istermiş. istikbal göklerdedir annecik, devam! 

tembel tenekenin daha fazla yürümemek için bahanesi hazır,
-çok ağrıyor anne bacağım, kucağına alır mısın?
-eylül çıldırdın mı? koca kız oldun. hem o zaman oyun makinelerine gitmeyelim bu halde, hani ağrıyorsa bacağın!
-saçmalıyorsuun!!
baskın basanındır!

miki kulağı yaparken hamurlarla, önce yuvarla sonra bastır ki düzgün olsun annecik dedim, köfte yapar gibi mi dedi. çok hamarattır, nazar değmesin!!!

yemeğe oturacak teyzesini tavlayıp oyun oynatmak derdinde;
-bahse girerim hiç acıkmamışsındır!
nesine!!!