Perşembe, Kasım 05, 2009

tuvalet eğitimi

heves ettim, kitaplar aldım, ayıcıklı lazımlık ve klozete küçük kapak. hadi annecik, oturalım, sen çiş yap, bopbop yap, klozete düşsün, biz bu sırada kitap okuyalım, sonra sifonu çekelim. öyle ballandırdım ki, insanın tuvalette yatıp kalkası gelir. öyle de oldu. klozetime oturucam anne, kitap okuyalım. sürekli bir ısrar. saat başı oturuyoruz, bekliyoruz, masal okuyoruz ama gelen giden yok. ve üstüne kuzu kabız oldu.
meğer bu kuzu milleti, çişini ve kakasını vücudunun bir parçası olarak görürlermiş. meğer bunları vücutlarından bırakmaya hazır olmayabilirlermiş. ve meğer bu yüzden psikolojik olarak kabız olabilirlermiş. tuvalete götürmeyi bıraktık, kabızlık uçtu gitti. inanılmazsın kuzu. üstelik hiç baskı yapmadım. ama kendini baskı altında hissetti demek. ne oldu şimdi, tecrübelerimize bir yenisini daha eklediiik. üstüne gitmenin bir anlamı yok. zamanı gelince olur diyorum. allah'tan bez yıkamıyoruz. anneme bunları anlattığımda yorumu çok iyiydi; saçmalama, sizin zamanınızda öyle birşey yoktu, şimdi mi çıktı! evet şimdi çıktı mami. bu yeni nesil bizi parmağında oynatacak sanırım, şimdiden başladı...

ve olay fotoğraflar






anne bana siyah bişey almış, balıkçı kazak. çok isteyip beynini yemiştim. dar paça kotumu da giydim. artık anneme daha çok benziyorum, bayıldımmm...