Pazartesi, Eylül 07, 2009

palyaçooooo

ben küçükken hiç palyaço diyemedim. palyanço diyerek geçti... ama şimdi bu boklu badi palyaçonun ne olduğunu biliyor ve hep palyaço çizelim istiyor. yine bir akşam ben yani sevgili teyzesi ve annesinin kanı kurtlandı. eylül hanımı eğlendirelim dedik. annesi seni palyaço yapalım mı dedi ve bir şapka yapmaya başladı. ben de hemen aldım boyaları elime ve kızımın yüzünü çizmeye başladım. -öğretmen olmanın avantajları:)-
çizerken sesini hiç çıkarmıyor zilli hanım. başka bişey olsa kıçını yırtar. koşarak aynaya gitti ve başladı gülmeye. nasıl hoşuna gitti anlatamam. yukarı çıkıp moyuk dedeyle nanneye de gösterdik. elimi hiç bırakmadı. aynaya gidelim de aynaya gidelim. ıhhh ıhhh diye sırıtıp göbeğini öne fırlatıp duruyor. bu hareket dakikalarca tekrarlandı. ben de aynısını yapmak zorunda olduğum için delirdim elbette. aşağı indik. eee artık uyuma zamanı. kızım yüzünü silelim deyince kıyamet koptu. sildirmedim. sabah da çizerim diye zor ikna ettim. sabah uyanır uyanmaz
-teyze palyaço dedi hemen çiziverdik. ama çok yakışmış değil mi kızıma. kuzum benim. o kadar mutlu ki yuvasında, ailesiyle. hep diyorum allah bu şansını sonuna kadar sürdürsün diye. kurban olur teyzesi onu yaradanlara...
teyze nereye gitti?
kastamoya...
minik kuşum. seni çok seviyorum. emin ol bu yazıyı okuyanlardan daha çok ve ölene kadar. sen benim hep kara gözlü minik kuzum olarak kalacaksın.
palyaçooo

Hiç yorum yok: