Cumartesi, Haziran 30, 2007

günaydın bebeğimm

tatlı kızım günaydın. en son ne zaman yazdım hatırlamıyorum gerçekten de. geçen hafta doktora gittik. bu sefer başka bir doktor amcaya. çünkü deneme yapmamız lazımdı. başka doktorlar da bulabilmeliydik ki kimseye mecbur kalmayalım. bu doktor amcayı da sevdik. güven verici bir amca. yine bütün gıcıklığın üzerindeydi. kendini göstermemek için elinden geleni yaptın. ben bile görmekte zorlandım. suratını içime doğru çevirip durdun. neyse doğru düzgün göremesem de sağlıklı olduğunu bilmek yeterli. bu arada doktor amca babacık'a dedi ki;
- babası 2-1 öndesin. ne mutlu ki sana kızın oluyor. her zaman sen haklı olacaksın, hep senin tarafını tutacak.
öyle mi yapacaksın lupim. çok küserim bak sana. boncuk kızım benim. biz de hep babamıza düşkünüzdür. her zaman babamın tarafında olduk. ama tabi bu annemizi sevmediğimiz anlamına gelmez. sadece doğal birşey bu.i kızlar babalarına deli gibi düşkün olurlar. evlenecekleri erkeklerin babaları gibi olmasını isterler. bu hep böyledir. ama sana bir sır vereyim mi. ben sana hamile kaldığımdan beri annemin yeri bir başka oldu. nasıl bir fedakarlık olduğunu, nelere katlanıldığını gördüm ve daha çok şey göreceğim. önümüzde çoook uzun bir yol var. doğduktan sonra da bitmiyor zorluklar. anneler çok kıymetli boncuğum, ama bunu anne olmadan tam olarak anlamak imkansız. senin için şimdiden nelere katlanıyorum biliyor musun. en sevdiğim şeyleri yiyemiyorum, ya da hiç sevmediğim şeyleri eşek gibi yiyorum. kesinlikle sırtüstü yatmıyorum sana zarar verebilir diye. hep seni düşünüp sağlığımı korumak zorundayım. bu sıcaklarda üşütürüm diye korkuyorum. kıç ağrısı çekiyorum. hareketlerimi kısıtlıyorum, en ufak tehlikeli birşey yapsam vicdanım sızım sızım sızlıyor ve hareket et diye bekliyorum, orada olduğunu hissetmeden duramıyorum. daha neler neler.
neyse konumuza dönelim. doktorumuz yarın gel şeker yüklemesi yapalım dedi. hamilelikte şeker depolamasında anormallikler olabiliyormuş. aç karnına gittim cuma günü. şeker verip 1 saat beklettiler ve şekerimiz yüksek çıktı boncuğum. doktor 3 günlük diyet verdi ve yeniden yükleme yapılacağını söyledi. yani hafta sonu ayvayı yedi. pastalar, kekler, dondurmalar beni beklerken...tabi bu arada mi,safirlerimiz de geldi. teyzeni istemeyeee. resimleri sonra atıcam boncuk çünkü makina dedenin uyuduğu odada. daha saat sabahın 8'i olduğu için alamıyorum. ne hazırlıklar yaptık bir bilsen. ananen döktürdü yine. cumartesi günü teyzeni istediler. temmuzun 2. haftası nişan var. çoook güzel bir elbise aldık teyzoşuna. hatun incecik, 36 beden. ailenin yüz karası :)) bakalım sen nasıl olacaksın boncuk kız. gerçi ben de eskiden inceydim ya neyse, daha dün tgeyzene 36 beden pantolon ceket takımımı verdim :(( pazartesi şeker yüklemesi için gittim. 3 bardak 100 gr şeker içeren su içtim. saat başı kan alıp şeker seviyesine bakacaklardı. ama yarım saat sonra oturduğum yerde bana birşeyler oldu. içim geçmeye başladı, gözlerim karardı. karşıdan gelen hastane çalışanına seslendim, elimi tuttu ve iyi misiniz dedi, ben hayırrr dedim ve geriye doğru gittim. sonra onlar beni nereye götüreceklerini konuşurken şekerli suları hastaneye iade ettim, sonra yine iade ettim. beni götürüp yatırdılar, kusunca rahatlamıştım. ama hepsi boşa gitmişti. yarın yine gel dediler. ızdırap yine yaşanacaktı. ah be lupim ne yaptın bana.
ertesi gün sude'yle gittik,onun da doktor kontrolü vardı. bu sefer şekerli suya limon koyduk, bulandırmadı midemi. sabahın köründen öğlene kadar devam etti. ikinci ölçümde değer yüksek çıktı. doktora sonuçları götürdüm ve yediklerine dikkat edeceksin dedi. bunca gündür tatlı yiyemiyorum lupim, yemekleri dikkatle yiyorum, sabahları süt içip koskocaman peynirler yiyorum, tereyağı ve reçel olmadan. ızgara et yiyorum mesela, ağır olmaması gerekiyor yediklerimin. canım nasıl tatlı istiyor bir bilsen. ama değil tatlı yemek yediklerimi azıcık kaçırsam vicdanım beni öldürüyor. işte annelik böyle birşey. boşveremiyorsun. sana en ufak zarar verebileceğini düşündüğüm şeylerden deli gibi kaçıyorum. kedi dilinden pasta yapıyorsun, nefis bir kremayla kahvede ıslatılmış kedi dillerini aralarına muzlar koyarak diziyorsun. ve sonra ondan sadece 1 çatal alabiliyorsun- o da sütüm olmaz diye- yaa boncuk.
sonra bu hafta acayip sıcaklar vardı bebeğim. ne yapacağımızı şaşırdık. evde oturmak, hele gece uyumak mümkün değildi. hiç böyle birşey görmemiştim. ne zulümdü. dedenle vantilatör almıştık idareten. baktık ki dayanamıyorum pazartesi klima aldık. babacın sağolsun. ama takmaya perşembe geldiler. sıcaklara dayandık mecburen. yerler, duvarlar, herşey kaynıyordu. nefes alamıyorduk. ne fenaydı ufff. çok şükür geçti. bu arada asıl seni kesmem gereken konuya gelelim edepsiz kız. dişlerimi çürüttüüüünnn. 29 yaşıma gedim ve ağzımda ne bir çürük, ne bir dolgu vardı. ağrı nedir bilmedim. ama sen hepsini bir anda hakladın. kız ben seni napim şimdi. 2 dişim de çekilecek. 20 yaş dişlerim. sana zarar vermesin diye kaç gündür dişçideyim. nasıl çakilecek bilmiyorum ama pazartesi dişim. sen bir doğ, her yerini ısırıcam görürsün, zilli seni
karnımız çok acıktı di mi annecim, şimdi gidip kahvaltı yapalım, peynir, süt, domates, yumurta
bıktım artıııkkk. ama senin için değer...