Pazartesi, Ağustos 02, 2010

bin muhteşem güneş

“Bu kentin ne çatısını aydınlatan ayları sayabilirsin,
        Ne de duvarlarının gerisine gizlenen bin muhteşem güneşini”

kitap uçurtma avcısından daha hüzünlü, daha vurucu ve kesinlikle daha güzel! ama içimi sorsanız, öldüm bittim.  bu nasıl bir hikayedir, afganistan halkı bu zulme nasıl dayanmıştır aklım hayalim almıyor. bir kez daha savaşa lanet ettim, mahvolan hayatların ardından gözyaşı döktüm, kadınların çektiği zulme yüreğim yandı. çaresizlik, yapabileceğin hiçbir şey yok! bir yerlerde böyle yaşamlar da varmış, çok üzücü, yaralayıcı. raşit'in leyla ve kızını odaya kapatması, yedikleri dayaklar, erken yaşta evlendirilen kızlar, açlık, sefalet, hele leyla'nın narkozsuz bir sezaryen kısmı var ki, sanki beni kestiler...bunca şeyden sonra diyebileceğim; bir daha khaled hosseini okursam biri beni vursun!