Perşembe, Kasım 25, 2010

ayna ayna

hey hayat! sen daha bana neler göstereceksin bilmiyorum ama bu günlerde bir korkuyorum ki sorma. 9 günün ardına mı tüm bu delilikler. oh ne güzel beraberdik ya derken ben, şükrederken, o  daha fazla yok mu, yetmedi modunda olduğundan mıdır hepsi. anlamaya çalışıyorum, çalışıyorum,  çalışıyorum. benim kuzum bu değil, herşeye ağlamaz, mızıklanmaz, her an viyaklamaz, gözümün içine baka baka dediğimin aksini yapmaz. mutlaka bir sorun var! zaten eğer bir sorunu yoksa ve kuzu önümüzdeki günlerde böyle olacaksa benim çoook sorunum olacak demektir ama sabrım kalır mı ayrı mevzu. insan limonlar neden ekşidir diye ağlar mı? deli! her lafıma küserek hassas hanım, hışımla odasının ışıklarını yakıp, kapıyı küüüüt diye yüzüme çarpıyor. sonra da arkasına geçip surat beş karış, kollar kavuşmuş göğüste. cık cık cık!!! yüzünde sivilceleri de olsa ergenlik çağında genç kız dersin.
ama ne olursa olsun, küsse de, bağırışsak da hep bacaklarıma yapışık, hep dibimde, sarılmaya hazır bekler buluyorum onu. "tamam tamam, gel annecik, sarıl bana herşeyim" dememi bekler halde hep. kafasını bir koyması var ki omzuma, iç çeke çeke.
dün akşamdan;
-annee, babalar erkek olur di mi?
-evet annecik, anneler de kız
-anne ben de kızım, birilerinin annesi miyim?

burada koptuktan sonra yeniden bağlanıyoruz;
-büyüyünce sen de anne olacaksın annecik
-ben büyüyünce senin gibi olmak istiyorum!!!
-nasıl? :)
-senin kıyafetlerini giymek istiyorum
- :)
-senin gelinliğini giymek istiyorum, çantanı takmak istiyorum
- :))
-senin aynana bakmak istiyorum
ben de herşeye senin güzel çocuk aynandan bakıyorum 3 yıldır. lafı mı olur annecik : p