Cumartesi, Temmuz 07, 2007

ağırlaştım

şekerim, artık annen çok gezince gerçekten yoruluyor. dün akşam bakırköy'deydik. kad, sü ve ilgili f. ile. onlarla biraz gezdik, yorulmadım. sonra babacık geldi. ona nişanda giymesi için pantolon ve ayakkabı almamız gerekiyordu. birçok yere baktık ama bulamadık. heryerde indirim başlamış ve çoğu şey bitmiş. mudoya girdik. orada da son anda gözüme bir pantolon çarptı. denedik ve güzel oldu. baktım ki ceketi de var. battı balık yan gider misali, aşkım sen bunu da bir dene dedim ve takımı almaya karar verdik. çok hoş, keten, yaz takımı. o sırada yeşil bir keten gömlek çarptı ikimizin gözüne. baktık ki çok yakıştı. onu da aldık. biz zaten genel alıcı olduğumuz için kenarda paramız hiç olamıyor. olsun be lupi. para dediğin nedir ki, üç günlük dünyada. sonra sıra geldi ayakkabıya. işte bu çok zordu. çünkü hep acayip modeller vardı. beğenemedik bir türlü. bir de insanın aklında bir model olunca başka birşey beğenemiyor. evet benim aklımda birşey vardı. o takımın altına açık kahve, kaba olmayan, kağıtt gibi bir ayakkabı lazımdı. kemal tancada buldum onu. son anda. evet çok hoş, ince deriden, açık kahve, kağıtt gibi bir ayakkabı. 150 de ona bayıldık. 270 mudoya bayılmıştık.yani teyzen bizi göçertti yine :))
bu akşam yola çıkıyoruz seninle. eşyalarımızı hazırladım. sabah 7'de kalkınca iş bitiyor. mutfağı temizledim, ütü yaptım, valiz hazırladım, ıvır zıvır işler yaptım işte. birazdan da dışarı çıkıp kuaför ve terzi işlerini halletmem gerekiyor. akşamüstü babacık gelip bizi mertere götürecek. biz onsuz kaç gün nasıl durucaz lupim. ben onu çoook özlerim. şimdiden gitmek istememeye başladım. aşkımın kokusu olmadan duramıyorum ki ben. boncuk gözlerine bakmadan nasıl duramam ki. canımın içi benim. kocacıyım gerçekten de çok kocacı...