Çarşamba, Şubat 25, 2015

genişleyen literatür..

      offffsss bir filme gittim, şimdi herkes aaaaa, saçmalama, nasıl olur falan diyecek. derseniz deyin be, sizden mi korkucam! grinin elli tonuna gittim. ohh be!

     şimdi değerli okuyucu, bu kitap piyasada skandal yaratmadan evvel, ilk çıktığı zaman rafta dikkatimi çekti ve tabi ki aldım. ve onca eleştiriye, kadını aşağılıyor, edebi yönü yok, bu da kitap mı, insanlar bunu mu okuyor söylemlerine rağmen hoşuma gitti. diğer kitaplarını hevesle bekledim. çünkü insan ne görmek isterse onu görür. ben aşağılanan bir kadın görmedim. hatta gayet dikkafalı,  adamı hizaya getiren bir kadın gördüm.yalnız edebiyat da görmedim doğruya doğru. ama kitap okumak sadece bu değil ki, arada çerezler de lazım insana, laylaylom lazım. ben hikayede arızalı bir erkeğin bir kadına aşkıyla hayata döndüğünü, tutkuyu, şehveti gördüm. evet çok acayip fantaziler, oldukça geniş bir literatür vardı. sonuçta bir hikayeydi ve bu kadar yaygara koparacak ne vardı anlamış değilim. kitap dünyasını bilen bilir, edebi eserlerin yanında en çok satılanlar romans kitaplardır. en çok alıcısı da kadınlar. neden acaba? hayatındaki sıkıntıları o aşklarla unutuyorlar belki, belki de hiç görmedikleri bir aşkı okuyup haz duyuyorlar. tabi bunu sosyologlar incelesin de benim amacım o değildi biline :))   kitaplığımı inceleyen biri olduğunda görüp beni yargılayacak diye tırstığımı farkettim. manyak mısın fatoş dedim yaaa, bunun için yargılayanın evimde ne işi var.

      filme dair hiçbir beklentim yoktu. hatta berbat birşey bekliyordum desem yeri. ama hiç de fena değildi.  kitabı okumayanın filmi anlamayacağını pek düşünmemişler sanırım, yüzeysel geçmişlerdi bir sürü şeyi.ama oldukça cesurdu doğrusu. hatta nasıl olup da sansüre takılmadan gösterime girmiş pek merak ettim. adamı pek sevmedim ama hatuna bayıldım, o nasıl gözler, dudaklar.

     neyse sevgili okur. hakkımda birşey daha öğrenmenin hazzıyla başbaşa bırakıyorum seni..