Salı, Ağustos 26, 2014

duvarların dili olsa..

akşam evde pineklerken kuzi waffle waffle diye inleyince hadi çıkalım dedim bütla'ya. çıkarken rotayı biraz genişletelim bari dedim ve kuziye babet bakalım hadi. 7 yaşında 34 numara ayakkabı giyen kız çocuğu büyüyünce kaç numara giyer sorunsalına çözüm bulan beri gelsin. çok sıkıntım olacak biliyorum; "anneee, bana sandalet neden olmuyor, annneee benim ayağım neden bu kadar büyük!" lüzumsuz insanları daha iyi tekmelemek için yavrum, pehhh.
neyse biz tabi babet falan bulamadık. ama ben belamı buldum. daha önce de kuziye elbise aldığım çoook tatlı bir mağaza var. mağaza, dekorasyonundan içindekilere o kadar cici, öyle sade ve şık ki. elbiselere bakarken kasadaki kadını ısırdı bir yerlerden gözlerim. aaa tamam, buldum, anaokulundan kuzinin arkadaşının annesi! ben bakarken gözgöze geldik, ama o beni çıkaramıyor, 1 puan bana. konuştuk tabi, hatırladı, çok özür diledi. aa kızı da orada. biraz sohbet ettik. ve gooool mağazanın sahibiymiş; 5-1. allahım neden ben! tamam yıllardır hayal ediyorum, hep içimde bir umut taşıyorum ama belki de beceriksizliğimden bir halt yiyemiyorum. ama neden karşıma çıkarıyorsun bunları yaa, ibret olsun, gaz gelsin diye mi? gaz falan gelmediği gibi hepten kafamı duvarlara vuruyorum! ve yine o gıf..
daha çok yayınlarsın bunu sersem kafa, çoook !