Çarşamba, Şubat 23, 2011

akşam akşam...

annemden gelen telefon. öyle bir ağlama sesi var ki başedemediği belli;
- ben kızınla başa çıkamıyorum, lütfen konuş onunla!
-ne oldu ki?
-ne olacak, hanımefendi çorbayı kedi gibi yalayarak içecekmiş!
kuzu hanım alırlar telefonu
-ama anneee, ben kedi oldumm, yalayarak içmem lazım.
-tamam annecik, şimdi sen doktor daisy ol, akşam birlikte kedi oluruz, olur mu?
biz bu gidişle kedi de oluruz, köpek de MAYMUN da!


burası ünye. göksular, nilsular, babannecik, dedecik derken herkese ev yaptı. ağaoğlu'na rakip geliyor, hahhahhah

-anne, babamın iş yerindeki yağmur ormanı çook sıcaktı, terledim hep. orada timsah da olacak. yavru timsah da olacak.
-yavru olur mu bilmem ama timsah olacak.
-anne, bütün canlıların yavrusu oluuur 

burada bir de laf kaçıralım ağızdan, küçücük. muhteşem bir akvaryum geliyor, bitmesine çok az kaldı. öyle hayranlıkla gezdik ki!

-anne, ben büyüyünce inek olucam.
-hönk! niye?
-danadan sonra inek olup diğer ineklerin yanına gidince bana hoşgeldin diyecekler. beni sağacaklar, size taze süt vericem, sütümü içip bana teşekkür edeceksiniz.
deli mi ne?