Cuma, Temmuz 30, 2010

bir kez daha emin olduğum birşey var;
hayatımın en doğru kararısın
sadece gökyüzü, sadece deniz, sadece sen ve ben, sadece sevgi

3 gün 4 olay

varan 1
5 yıl önce  her aşamasını ayrı ayrı planladığım, çizimlerini yapıp mobilyalarını bile yerleştirdiğim, beğendiğim karolar olsun diye vitrayı 1 ay beklediğim, ustalar karoları döşerken bütün gün yanlarında çiçeklerini santim santim yerleştirdiğim, mutfağını tasarladığım, kapılarını, dolaplarını, parkelerini, herşeyini baştan yaptırdığım, lambalar için şişhanede günlerce dolaştığım (hep ben diyorum maalesef tek başıma yaptım hepsini) gözüm gibi baktığım, üstelik 13 yıl önce gelip öğrenciliğimi, eğlenceli günlerimi geçirdiğim güzel evim, evimiz. di... artık değil.



 biz daha büyük bir evde yaşamaya karar verdik ve cuma günü evimizi sattık, yeni evimizi aldık. yeni evimiz kocaman, istediğimiz gibi. ağustos ayı içinde taşınmayı umuyoruz. ayrılırken çok ağlarım, biliyorum
 varan 2
kuzumla cumartesi sabahı diş hekimindeydik ilk kez. hamileliğimde gittiğim doktor, dişimde 1mm'lik çürük var yokken!!! dolgu yaptığından, yeni doktorum ilk dolguyu kaldırıp yeni dolguyu yapmakta biraz zorlandı tabi. içine bir hassasiyet giderici koyabilecek kadar bile yer bulamadı. şimdi bu iki doktor arasındaki 7 farkı saysam... ahhh. ne fırsatçılar var. neyse, konumuza dönelim. doktor dolgumla uğraştı, kuzu gergin bir şekilde uzaktan uzağa izledi. sonra doktora çok da yanaşmadan dişlerini gösterdi. hemen gardını aldı;
-ben dişlerimi güzelce fırçalıyorum!
sevimli doktorumuzdan çocuk diş macunu hediyesini kaptı, keyiflendi.
varan 3
oradan doğru sinemaya. evet ilk kez. gittiğimizde çalışan genç bir önceki gün anaokulu çocuklarının geldiğini ve birkaçının çok korkup ağladığını söyledi. salona girdik, elimizde tabi ki patlamış mısır. genç ışıkları yavaşça söndürdü, korkmasın bizimki diye. kuzudan ses yok, korkudan eser yok! 2 saatlik filmi gözünü kırpmadan izledi, elinde mısırı. güle eğlene izledik, oyuncak hikayesi 3'ü. annesi gibi sinemasever olacak benim kuzum, yuppiii


 


 


 


 
varan 4
baktım artık zamanı geldi de geçiyor. konuştuk kuzuyla, artık bezimizi çıkaralım. cumartesi akşamı koyulduk işe. pazar günü birkaç kaçırmadan sonra çok şükür halloldu gibi. ya bu çiş sesinin  beni bu kadar mutlu edeceği 40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi. şimdi her tuvalete gidişimizde çişimizi arkadaşlarıyla buluşturuyoruz, onlar biraraya gelince çok mutlu oluyorlar, eğleniyorlar, şarkılar söylüyorlar. sifona basınca tabi. her işimizde olduğu gibi bunda da oyun. biz çok eğleniyoruz ama...




haydi bakalım, kıyıda köşede  konmayan resimler varmış, affetmem
böyle bir yatış var mı allah aşkına!!!
BURCU, sen bize nasıl magnum getirmezsin oralardan, küstük sana :))) en çok bademli seviyoruz, biline...
PINAR, çok sevdiğim bir şarkıyı hatırladım sayende, teşekkür...