Perşembe, Haziran 25, 2015

blackvillage :)


evet çok şaşkınım ve de utanıyorum. 97'den beri istanbul'da yaşayan biri olarak karaköy'ü kafamda tatlı yemeye gidilen ve sahilde oturulan bir yer olarak etiketlemişim, yuh bana. çok ayıpladım kendimi yaa, hiç yakışmadı hiç. 

büyülendim desem abartmış olmam, yaşayan ve yaşatan bir yer. sokakları saatlerce gezebilirim, her baktığın yerde ayrı bir güzellik. duvarlarda graffitiler, pervazlarda rengarenk çiçekler, tepende asma yaprakları, bir sürü eski ve güzel yapı. yeme içme yerlerinin hiçbiri sıradan değil öncelikle, hem mekan hem menü anlamında. yeni tatlar keşfetmek için de birebir. pim'de yediğim rocher, pan'daki portakallı irmik helvası, dem'de içtiğim milky oolong çayı farklı tatlardı ve cidden bayıldım. mekanların dekorlarına salyalarım akarak baktığım doğrudur. kem gözlü şevket gibi keşke benim olsaydıııı diye diye gezdiğim de. 

ve tasarımlar, tasarımlar, tasarımlar...
almasan da bakmaktan keyif alırsın, gözlerin doyar ya hani. ben tüm dükkanlara girdim, baktım, gördüm, bayıldım, imrendim, baktım, seyrettim, istedim, delirdim! çünkü hepsi de çoook pahalıydı. 

büyüyünce çok param olucak veeee
ve ben onları yine de almıycam, salak mıyım ben yaa :)









kankisiii seni özledimmm