Salı, Şubat 09, 2016

zor

merhaba annecik. hani sen genç kız olduğunda bu sayfaları okuyacaksın ya güya, oku bakalım bunları da;

korkuların öyle tavan yaptı ki - eminim hatırlarsın dabbe korkunu- artık psikolog yardımına başvurduk. ne kadar açık görüşlüyüm desem de psikoloğa gitme fikrine sıcak bakmazdım hiç. bilmişliğin de getirisiyle çocuğumu benden iyi tanıyamaz, kendi yolarımı bulurum der kestirir atardım. fikrimin değiştiğini belirtmeme lüzum yok sanırım. bazı şeyleri uzmanına sormak lazımmış cidden. ve sürekli okumak, araştırmak. o kadar çok şey görüyor, duyuyor, öğreniyorsun ki bazen yetemediğimi hissediyorum sana. o mesafeli, soğuk hallerinin ardında kocaman bir içli köfte olduğunu bilmek de işleri çok ama çok zorlaştırıyor. benim hassas ama odun görünen, burnu havada ama bir o kadar alçakgönüllü kuzum. ne fırtınalar kopuyor içinde, çizmeli kedi bakışlarınla anlatıyorsun bana. kerpetenle söktüğüm zamanlarda ağzından lafı, beden eğitiminde top süremediğinde arkadaşlarının gülmesinden ne kadar korktuğunu anlatırken, içimden o çocukların hepsini falakaya yatırmak geçiyor. daha bunlar yolun başı, hayatta ne çok korkular, hüzünler, hayal kırıklıkları bekliyor seni diye geçirirken aklımdan dilimden bambaşka sözcükler dökülüyor. yalancı deme sakın bana, yaşayarak öğrenmek zorundasın.keşke sihirli değneğimle dünyanı muhteşem hale getirebilseydim, keşke..


Hiç yorum yok: